Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/12632 E. 2013/5849 K. 20.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12632
KARAR NO : 2013/5849
KARAR TARİHİ : 20.05.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede 1977 yılında yapılıp 1978 yılında ilân edilen genel arazi kadastrosu sırasında Çaltıözü Köyü, 717 parsel sayılı 4900,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz 1937 tarih, 160 tahrir numaralı vergi kaydı ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davacı … adına tesbit edilmiştir. Orman Yönetiminin itirazı üzerine, tapulama komisyonu 23.01.1979 gün ve 1979/350 sayılı kararıyla, tutanak ve eklerini 766 sayılı Kanunun 29. maddesi gereğince tapulama mahkemesine göndermiştir. Orman Yönetiminin 07.07.1986 tarih ve servisi HM. Sayı: 02 HM.1.13853, 1986/199 sayılı ve konulu yazısıyla, dava izleme defterinin 14318 sırasına kayıtlı, Yargıtay’dan bozularak gelen ve mahkemenin 1986/199 sayısına kaydedilen “davanın takibinden” … Hukuk Müşavirliğinin 14.05.1986 gün ve HM.D.48.03.7091/10790 sayılı emriyle vazgeçtiklerini bildirmesi üzerine, Tapulama Mahkemesinin 09.09.1986 gün ve 1986/199-555 sayılı kararı ile “davacı … Yönetiminin vazgeçmesi nedeniyle tesbite itiraz etmemiş sayılmasına, karar kesinleştiğinde tutanak ve eklerinin tapu kütüğüne devrine” ilişkin kararının kesinleşmesiyle … adına tescil edilmiştir.
Davacı sulh hukuk mahkemesine sunduğu 28.04.2005 tarihli dilekçesiyle, Çaltıözü Köyü, 717 parsel sayılı tapulu taşınmazının 115 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından orman sınırları içine alınması işleminin yanlış olduğunu ve bu yere ait sınırlamanın iptali istemiyle dava açmıştır. Fethiye 1. Sulh Mahkemesince davacının talebinin vasıf ve mülkiyet değişikliğine yönelik olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Kadastro mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve dava konusu Çaltıözü Köyü, 717 parsel sayılı taşınmazın orman tahdit sınırları içine alınması işleminin iptali ile 717 parselin 4900,00 m² yüzölçümü ve tarla niteliğiyle davacı … adına 717 parsel sayısı verilerek tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1977 ilâ 1982 yıllarında orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması yapılıp, ekip çalışması 17.08.1982, itirazların incelenmesiyle komisyon çalışmaları da 17.06.1983 tarihinde ilân edilmiş, 1990 yılında yapılan aplikasyon, sınırlandırılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması 04.06.1991 tarihinde ilân edilmiştir. 115 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 4999 sayılı Kanunun 9. maddesi gereğince yapılan fenni hataların düzeltilmesi çalışmaları 31.03.2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın Fethiye Tapulama Mahkemesince 09.09.1986 tarih ve 1986/199 E, 1986/555 K, sayılı ilâmı ile Orman Yönetiminin davanın takibinden vazgeçmesi nedeniyle taşınmazın kadastro tesbiti gibi … adına tesciline karar verildiği ve kararın temyiz edilmeden 07.10.1986 tarihinde kesinleştiği ve kesinleşmiş mahkeme kararlarının herkesi bağlayacağı ve orman kadastro komisyonun mahkeme kararını dikkate almadan 717 parseli orman sınırları içinde gösteremeyeceği gerekçelerine dayanılarak davacı gerçek kişinin davasının kabulüne ve dava konusu 717 parsel sayılı taşınmazın orman tahdit sınırları içine alınması işleminin iptali ile 717 parselin tarla niteliğiyle davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, davacı gerçek kişi, 717 parsel sayılı taşınmazın orman kadastro komisyonu tarafından orman sınırları içine alınması işleminin yanlış olduğu ve bu yere ait sınırlamanın iptali istemiyle dava açmıştır. Bu nedenle, eldeki dava çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 4999 sayılı Kanunun 9. maddesi gereğince yapılan fenni hataların düzeltilmesi çalışmalarının askı ilân süresi içinde açılmış ise de, davacının dava dilekçe içeriğine göre somut dava düzeltme çalışmalarına itiraz mahiyetinde olmayıp, orman tahdidine itiraz niteliğindedir.
6831 sayılı Kanunun 11/1. madde hükmüne göre, “… tutanak ve kararlara karşı askı tarihinden itibaren altı ay içinde “(26.04.2012 tarih ve 28275 sayılı R.G.de yayımlanan 6292 sayılı Kanunun 13. maddesiyle bir ay şeklinde değiştirilmiştir.) … Orman Bakanlığı ve … ile hak sahibi gerçek ve tüzel kişilerin kadastro mahkemesinde itiraz edebilecekleri” hükmü mevcuttur. Yörede, 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması sonuçları 17.08.1982 tarihinde, 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması sonuçları ise, 04.06.1991 tarihinde 6 ay süreyle ilân edilmiştir. Davacı …’ın davasını 6 aylık kanunî süreler geçirildikten sonra 28.04.2005 tarihinde açtığı anlaşılmaktadır. Kadastro mahkemesi, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 6 aylık kanunî süre içeresinde açılan tahdide itiraz davalarına bakmakla görevlidir. Askı ilân süresi geçtikten sonra 10 yıllık sürede tapuya dayalı olarak açılan davalara bakma görevi, 6100 sayılı H.M.K.’nun 2. maddesi uyarınca genel görevli asliye hukuk mahkemelerine aittir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi zorunludur.
Hal böyle olunca; mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre ise, dava konusu taşınmaz tapu kütüğünde tescilli olmasına rağmen, taşınmaz hakkında tescil hükmü kurularak mükerrer sicil oluşturulması doğru olmadığı gibi, gerçek veya tüzel kişiler tarafından açılan orman tahdidine itiraz davalarında, davanın kabulü halinde taşınmazın tahdit dışına çıkarılması ile yetinilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı … Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.