Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/12571 E. 2013/2236 K. 05.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12571
KARAR NO : 2013/2236
KARAR TARİHİ : 05.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı …, 12.08.1996 tarihinde … ve Köy Tüzel Kişiliğini hasım göstererek… Mezrası Mevkiinde bulunan sınırlarını dava dilekçesinde bildirdiği dört adet taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını; bu yerlerin anneleri Meryem Taştan’a ait tarım alanı iken ölümü ile kendisi ve müştereklerine kaldığını ileri sürerek çekişmeli yerlerin Meryem Taştan mirasçıları adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece, Orman Yönetimi davaya dahil edilmiş, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/180 E. – 2000/181 K. Sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda taşınmazların yörede 1983 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında orman olmaları nedeniyle tesbit dışı bırakıldıkları, dava tarihi olan 12.08.1996 tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Bu kez … tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/180 E. – 2000/181 K. sayılı dosyasında davaya konu edilen taşınmazların … adına tescili istemi ile temyize konu dava açılmıştır. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişisinin 27.12.2004 tarihli rapor ve krokisinde (D) harfi ile gösterilen 17217.361 m2’lik taşınmazın … adına tesciline, taşınmazın su altında kalan kısmı ile ilgili davanın reddine karar verilmiş, … tarafından hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin, 12.02.2008 tarih ve 2007/16760 E., 2008/2159 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ” Dosya arasında bulunan Hazinenin dayandığı … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/180 E. sayılı dava dosyasının incelenmesinde davacı tarafından iki tanesi “Şennur Deresi” bir tanesi de “Mezre” mevkiinde olmak üzere üç adet tarla, bir adet kavaklı bahçenin adına tescili istemi ile dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, 27.07.1998 tarihinde yapılan keşifte iki adet taşınmaz başına gidilip bunlar hakkında inceleme yapılmıştır.
Hazinenin 15.03.1999 tarihli keşfe karşı beyanlarını içeren dilekçede; dava dilekçesinde ayrı ayrı hudutları belirtilen taşınmazların bir bütün olmadığının belirtilen hudutlardan anlaşıldığı, ayrıca dilekçede yazılmış bulunan hudutlar ile keşfi yapılan iki parça yerin hudutlarının da uymadığı, 1998/1066 Esas sayılı bir diğer dosyada da aynı kişinin açtığı davanın olduğu yolunda itirazda bulunulmuştur.
Mahkemece Hazinenin itirazları araştırılıp bir cevap verilmemiş, 26.04.2000 tarihli kararla yörede 1983 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmazların tesbit dışı bırakıldığı, dava tarihi olan 12.08.1996 tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesi ile dava reddedilmiş ve bu karar kesinlemiştir.
Temyize konu dava dosyasında bu yönler üzerinde durulmamıştır. Tescil istemli 1996/180 Esas sayılı dosyada 48158.68 m2 ve 6245.77 m2 yüzölçümlü iki ayrı taşınmazla ilgili olarak keşif yapılmış olmasına karşın, hiçbir gerekçe gösterilmeden davaya konu yerin yalnızca 48158.68 m2 yüzölçümlü yer olduğu kabul edilip bu doğrultuda işlem yapılmış, keşif kararı verilmesine rağmen bu karar da yerine getirilmemiştir.

DSİ Bölge Müdürlüğünden 48158.68 m2 yüzölçümlü taşınmazın ne kadarının Kral Kızı Barajının suyu altında kaldığı sorulmuş, cevap yazısında bu kısmının su altında, bir kısmının dışında kalmakla birlikte kamulaştırma sahası kapsamında, bir kısmının da kamulaştırma sahası dışında kaldığı, ancak çekişmeli yerin 27.000 m2’sinin 1997/297 Esas sayılı dosyada da davalı olduğu bildirilmiştir.
Mahkemece dosya üzerinde inceleme yapılarak davaya konu yer ile değinilen dosyalardaki yerlerin aynı yerler olup olmadığı ile taşınmazın baraj gölü altında ve kamulaştırma sahasında kalan kısımlarının belirlenmesi için fen bilirkişisinden rapor alınarak bu rapor doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
Tescil davaları, kamu düzenini ilgilendiren davalardır. Dosya içeriğinden taşınmazların orman olarak tesbit dışı bırakıldıkları ve yörede henüz orman kadastrosunun da yapılmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, Medenî Kanunun 713. maddesine göre Orman Yönetimi bu tür davalarda kanunî hasım durumundadır. Bu nedenle; mahkemece Orman Yönetiminin davada yer olması sağlandıktan sonra taşınmazlar başında yeniden bir fen elamanı ve yerel bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/180 Esas sayılı dava dosyasındaki dava dilekçesinde mevkii ve hudutları belirtilen dört parça taşınmaz hakkında araştırma yapılması, Hazinenin 15.03.1999 tarihli dilekçesindeki itirazlarının da nazara alınarak taşınmazların mevkii, hudut, miktar ve geometrik şekillerinin Kral Kızı Barajı suları altında ya da kamulaştırma alanında kalan bölümlerinin belirlenmesi, fen elamanına kararın infazına olanak sağlayacak kroki düzenlettirilmesi ve tüm deliller değerlendirilerek oluşacak sonucuna göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporuna ekli krokide 1. taşınmaz olarak gösterilen taşınmazın (B) harfi ile gösterilen ve baraj suyu altında kalmayan bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, orman niteliği ile … adına tesciline, krokide 2. taşınmaz olarak gösterilen taşınmazın (D) harfi ile gösterilen ve baraj suyu altında kalmayan bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu ve tarla niteliğinde olduğu gerekçesiyle tarla niteliği ile … adına tesciline, fazlaya yönelik talebin reddine, davacı Hazinenin iki parça taşınmaza yönelik davasını takip etmeyeceğini bildirmiş olması gerekçesiyle, bu taşınmazlara yönelik davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davalı … Yönetimi tarafından (D) harfi ile gösterilen bölüme yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, M.K.’nun 713. maddesi gereğince açılmış tescil davası niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada bilirkişi raporuna ekli krokide 2. taşınmaz olarak gösterilen taşınmazın temyize konu (D) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 05/03/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.