Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/12454 E. 2012/12661 K. 14.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12454
KARAR NO : 2012/12661
KARAR TARİHİ : 14.11.2012

MAHKEMESİ:Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi birleşen dosya davacısı Hazine, davalılar Orman Yönetimi ve İl Özel İdaresi (Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü) vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı …, asliye hukuk mahkemesine verdiği 02.11.2004 günlü dava dilekçesiyle; sınırlarını bildirdiği Kösedere Köyünde bulunan 3 parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece verilen kısmen kabul kararının davalı …vekili ile köy tüzel kişiliğini temsilen köy muhtarı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2007/3236 – 3587 sayılı 07.06.2007 günlü kararıyla özetle; “. Kadastro Müdürlüğünün 27.02.2006 gün 290/239 sayılı karşılık yazılarında; Kösedere Köyünde kısmi kadastro yapıldığı, tescil konusu yerlerin kadastrosu yapılmayan alanda kaldığı bildirilmiştir. Teknik bilirkişi raporuna ekli paftada ise dava konusu yerler “Tapulama harici taşlık ve çalılık” olarak gösterilmiştir. Kösedere Köyünde 1976 yılında kadastro yapıldığına göre, tescil konusu yerlerin bu tarihte taşlık ve çalılık olarak tespit dışı bırakıldığının kabulü gerekmektedir. Bundan ayrı, … Mühendisi Vural Keskin’in 06.07.2006 tarihli raporuna ekli keşif sırasında çekilen fotoğraflarda taşınmazların çevresinin tamamen çalılık ve fundalık niteliğinde olduğu, tescil konusu yerlerin orman içi açıklık niteliğinde bulunduğu görülmektedir. Orman Mühendisi ., 09.05.2005 tarihli raporunda .mevkiinde bulunan ve (B) harfi ile gösterilen yerin 1969 yılında orman kadastrosuna göre orman sınırları dışında bırakılmış ise de, orman niteliğinde olduğunu açıklamıştır. Dava konusu taşınmazlar paftasında taşlık ve çalılık olarak gösterilen alanda bulunduğuna göre bu tür yerlerin imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Böyle yerlerin zilyetlikle edinilebilmesi için diğer koşullar yanında 3402 sayılı Kanunun 17. maddesinde imar ve ihya için açıklanan tüm olumlu ve olumsuz koşulların araştırılıp belirlenmesi ve davacı yararına tüm koşulların gerçekleştiğinin anlaşılması halinde kabulü mümkündür. Şu halde; dosyadaki bilgi ve belgeler, yerel bilirkişi ve tanık beyanları gözetildiğinde imar ve ihya koşulları bakımından duraksama hasıl olmaktadır. Bu nedenle, öncelikle babası ve davacının tescil konusu taşınmaz bölümlerinin hangi tarihte imar ve ihyasına başladıkları, ne şekilde sürdürdükleri ve hangi tarihte tamamladıkları konusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, yeniden yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan bu hususların ayrıntılı olarak sorulması, hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması, önceki bilirkişiler dışında uzman bilirkişilerden bu konuda denetime açık rapor alınması, HUMK.’nun 366. maddesi uyarınca taşınmazlar ve çevresini geniş bir biçimde gösterecek şekilde tüm yönlerden renkli fotoğraflarının çektirilerek hâkim tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması gerekmektedir. Diğer yandan hava fotoğrafları ve memleket haritası uygulaması da yeterli bulunmamaktadır. Orman bilirkişisi tarafından orman kadastrosuna esas olan 1968 – 1969 yıllarında çekilmiş hava fotoğraflarının uygulandığı bildirilmiş ise de, taşınmazların niteliğinin kesin olarak saptanabilmesi için davanın açıldığı 02.11.2004 tarihinden geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait ve değişik zamanlarda çekilmiş hava fotoğraflarıyla topografik haritaların bulundukları yerlerden getirtilerek dosyaya eklenmesi, bu kayıt, belgeler, haritalar ile hava fotoğraflarının teknik ve uzman bilirkişiler aracılığıyla yapılacak keşifte zemine uygulanması, dava konusu yerleri ne gösterildikleri üzerinde durulması, sözü edilen belgeler ve fotoğrafların stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, dava konusu yerlerin 20 yıl öncesinde ne durumda olduklarının açık bir biçimde araştırılıp belirlenmesi, bu konuda teknik ve uzman bilirkişilerden rapor alınması, ondan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur. Bozma kararı sonrası davanın devamı sırasında çekişmeli yerler Kestanelik Köyü kadastro çalışma alanına dahil edilerek haklarında kadastro tutanağı düzenlenince dosya görevsizlik kararıyla kadastro mahkemesine gönderilmiş, kadastro hakimliğince de; dosya dava konusu yerlerle ilgili Kestanelik Köyü 198 ada 1 – 4, 200 ada 1 – 2 ve 216 ada 1 parsel numarası verilerek tutanak düzenlendiğinden kadastro müdürlüğünce 3402 sayılı Yasanın 5. maddesi gereği malik haneleri açık bırakılarak tutanaklarının davalı olarak gönderildiği . Kadastro Mahkemesinin 2008/121 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmiştir. Davacı …vekili, asliye hukuk mahkemesine verdiği 13.04.2007 günlü dava dilekçesiyle; . Köyünde bulunan taşınmaz hakkında davalı … tarafından açılan tescil davasının reddedildiğini belirterek davaya konu olan taşınmazın 3402 sayılı Yasanın 18. maddesi gereğince …adına tescilini istemiş, dava konusu taşınmaz hakkında 200 ada 2 parsel numarası verilerek kadastro tutanağı düzenlenince dosya görevsizlik kararıyla kadastro mahkemesine gönderilmiş, kadastro hakimliğince bu dosyada .Kadastro Mahkemesinin 2008/121 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmiştir. Mahkemece; birleşen dosya davacısı Hazinenin davasının kabulüne ve dava konusu Kestanelik Köyü 200 ada 2 nolu parselin kadastro tespitinin iptali ile tarla niteliğiyle …adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı …’un Kestanelik Köyü 200 ada 1, 198 ada 4, 216 ada 1 nolu taşınmazlara ilişkin davasının kabulü ile tarla niteliğiyle davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline, 198 ada 1 nolu parselle ilgili davasının kısmen kabulüne ve 24.06.2010 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) ile gösterilen 13116,72 m²’lik kısmının tarla niteliğiyle davacı … adına, (B) ile gösterilen 962,52 m²’lik kısmın hali arazi niteliğiyle …adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı …’un dava konusu ettiği Kösedere Köyü 3322, 1249 ve 3467 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili davasının hak düşürücü süre yönünden reddine, tapu kayıtlarının oluşması nedeniyle tescil ile ilgili karar vermeye gerek bulunmadığı karar verilmiş, hüküm birleşen dosya davacısı Hazine, davalılar Orman Yönetimi ve İl Özel İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalar, tescil davası olarak açılmış, daha sonra kadastro tespitine itiraza dönüşmüştür. Bölgede, 1968 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden oldukları, 200 ada 2 nolu parselin hali araziler arasında kalan ekonomik ziraata uygun olmayan yerlerden, 198 ada 1 nolu parselin (B) ile gösterilen bölümünün ise yaşlı ve büyük çamlarla kaplı eylemli orman niteliğinde bulundukları, 198 ada 1 nolu parselin (A) ile gösterilen bölümü ile 198 ada 4, 200 ada 1 ve 216 ada 1 nolu parsellerin davacı …’a dedelerinden kalan tarım arazisi vasfında oldukları, 198 ada 4 nolu taşınmazda bulunan eski hayvan ağılının dedesi Rüstem tarafından 40 yıl önce yaptırıldığı anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine ve İl Özel İdaresine (Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü) ayrı ayrı yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 14.11.2012 günü oybirliği ile karar verildi.