Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/12177 E. 2013/2115 K. 04.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12177
KARAR NO : 2013/2115
KARAR TARİHİ : 04.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi vekili ve davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … Yönetimi, 17.12.2010 tarihli dilekçesiyle …. Köyü 290 parsel sayılı taşınmazın kısmen kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığını ileri sürerek, tahdit içinde kalan kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescili ve bu kısma davalının elatmasının önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Davalı ve karşı davacı … ise, Orman Yönetiminin davasının reddi ile taşınmazın tapu kaydındaki 2/B şerhinin silinmesini istemiştir. Mahkemece Orman Yönetiminin davasının KABULÜNE, davaya konu taşınmazın 19.11.2011 tarihli raporda (A) ile gösterilen 1734,43 m2’lik kısmın orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline, davalı – karşı davacının taşınmaza elatmasının önlenmesine; karşı davacı …’ın davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları içinde bırakılmış olan taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle tescili, elatmanın önlenmesi, tapu kaydındaki şerhin iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1945 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1982 yılında yapılıp ilân edilen, ancak, itirazlar incelenmediği için kesinleşmeyen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1988 yılında başlanıp 1990 yılında tamamlanıp, 22.02.1991 – 29.08.1991 tarihleri arasında ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşmiş olan aplikasyon, sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2/B uygulaması ile 1965 yılında yapılmış genel arazi kadastrosu çalışması vardır.
1) Davacı ve davalının tapu iptal ve tescile yönelik temyiz itirazları bakımından; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın krokide (B) ile gösterilen kısmının orman tahdit hattı dışında, (A) ile gösterilen kısmının orman tahdit hattı içinde kaldığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalının tüm ve davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Ancak, dava konusu taşınmazın (A) kısmının, tapu kaydının iptaline karar verilmeden orman niteliği ile Hazine adına tescile karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 1. bendinin 3. satırında yer alan “…19/11/2011 tarihli krokide ”A” harfi ile gösterilen 1734,43 m2’lik kısmının” cümlesinden sonra gelmek üzere “tapu kaydının iptali ile” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7 maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA,

2) Davalı ve karşı davacı …’ın, şerh iptali ve elatmanın önlenmesi davası yönünden temyiz itirazlarına gelince; dava konusu taşınmaz, davalı tarafından dava tarihine kadar tapu kaydına dayanılarak tasarruf edildiğinden ve bu tarihe kadar davalı tarafından çekişmeli taşınmaza haksız elatma söz konusu olmadığından, (A) kısmındaki Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece, davalının taşınmaza yönelik elatmasının önlenmesine karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırıdır. Ayrıca, dava konusu taşınmazın krokide (B) ile gösterilen bölümünün orman tahdit hattı dışında kaldığı belirlendiği halde, üzerinde bulunan orman şerhinin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken bu konuda karar verilmemesi de usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: 1)Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; tapu iptali ve tescile yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2)İkinci bentde açıklanan nedenlerle; elatmanın önlenmesi ve şerhin iptaline yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu yönden BOZULMASINA, temyiz harçlarının istek halinde iadesine 04.03.2013 günü oy birliği ile karar verildi