Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/11950 E. 2012/13490 K. 28.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11950
KARAR NO : 2012/13490
KARAR TARİHİ : 28.11.2012

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 18.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi, davalı … tarafından istenilmekle, tayin Olunan 18.01.2012 günü için yapılan tebligat Üzerine, temyiz eden … vekil Avukat … ile diğer taraftan Hazine vekili Avukat Gülçin Türkucu geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. … karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında…. Köyü 7101 ada 9 parsel sayılı 8897,16 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kargir ev ve bahçesi niteliğiyle atalarından … oğlu … kaldığı, 20 yıldan fazla süredir onun zilyetliğindeyken, 2007 yılında … oğlu …’a bağışladığı, halen onun zilyetliğinde olduğundan söz edilerek, … adına tesbit edilmiştir. Yapılan araştırmada, taşınmazın boş ve hali bir yer olduğu, davalı yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı, tesbitin iptali ve Hazine adına tescili iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli parselin tesbitinin iptaline ve Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1996 yılında yapılıp, 16.07.1999 tarihinde ilân edilerek 16.01.2000 tarihinde kesinleşen orman kadastro işlemi vardır.
Mahkemece, keşif ve bilirkişi raporlarıyla parselin işlenmesine yeni başlandığı ve zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafın tutunduğu tapu kayıtları tesis ve tedavülleri ile birlikte getirtilmemiş ve uygulanmamış, çekişmeli taşınmazın niteliği ve davalı kişiler yönünden tapu ve zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği yöntemince araştırılmamıştır.
Şöyle ki; Orman Yönetimi tarafından Kahramanmaş İl merkezinin çevresinde yeşil kuşak projesinde 15 yıl önce mahlep, sedir ve badem fidanları dikildiği, ağaçlandırılan yerlerin haritası bulunduğu, ancak; tahsis kararı bulunmadığı bildirilmişse de, kesinleşmiş orman kadastro tutanakları ve haritası ile 1956 yılında düzenlenen memleket haritası, amenajman planı, hava fotoğrafları ile 1988 ve 2002 yılında düzenlenen memleket haritaları ve 2006 yılı uydu fotoğraflarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşifte çekişmeli parselin ağaçlandırıldığına ilişkin bulguya rastlanmamış, keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında çekişmeli parselin orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı, öncesi ve eylemli durumu itibariyle orman sayılan yerlerden olmadığı, % 10-30 eğimli, üzerinde tarım yapıldığına ilişkin iz kalıntı bulunmadığı bildirilmişse de, bilirkişi raporlarında önceden tarımda ya da başka bir amaçla kullanılıp kullanılmadığı yönünde teknik bulgulara yer verilmemiş, soyut görüşler ileri sürülmüştür.
O halde, mahkemece öncelikle davalı tarafın tutunduğu tüm tapu kayıtları ilk tesisinden itibaren cins ve miktar değişikliklerini evrakı müsbiteleri (mahkeme kararı ve haritası ve benzeri belgeler ve haritalar) ile birlikte içeren tedavülleri Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Bölge Müdürlüğü ve yerel tapu idaresinden getirtilmeli, genel kadastroda bu kayıtların revizyon görüp görmediği, görmedi ise nedeni sorularak, revizyon parsellerinin tesbit tutanakları, tesbitleri itirazsız kesinleşmişse bu yolla oluşan tapu kayıtları, itirazlı ya da hükmen kesinleşmişse ilgili dava dosyaları, revizyon parsellerini ya
da aynı tapu kaydına dayanılan ve Hazine ile gerçek kişiler arasında dava konusu edilen parselleri dıştan çevreleyen komşu parsellerin tesbit tutanakları ve var ise tesbitine esas alınan tapu ve vergi kayıtları, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tutanaklarının düzenlendiği tarihten 15 – 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları, uydu fotoğrafları bulunduğu yerlerden istenip getirilerek dosya keşfe hazırlanmalı, aynı tapu kaydına dayanılan Hazine ile gerçek kişiler arasındaki derdest dava dosyaları arasında bağlantı bulunup bulunmadığı konusunda inceleme yapılarak, gerekirse dava dosyalarının birleştirilmesi düşünülmeli;
Daha sonra, bu belgeler … fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan üç … mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ve bir fen elemanı bilirkişi ile bir yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, davalı tarafın tutunduğu tapu kayıtları yerel bilirkişiler yardımıyla yöntemince uygulanarak kapsamı ve çekişmeli pareselin bu kayıt kapsamında kalıp kalmadığı yöntemince belirlenmeli, bilinmeyen sınırlar için taraf tanıkları dinlenmeli, tapu kayıtlarındaki miktar ve sınır değişikliklerinin davanın taraflarını bağlayıp bağlamayacağı ya da taraflar için hüküm ifade edip etmeyeceği irdelenmeli, getirtilen en eskisinden en yenisine kadar tüm memleket haritaları, hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları ve ağaçlandırmaya ilişkin haritaları, dava konusu parsel ile geniş çevresine uygulanıp, bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, parselin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği veya görüldüğü, var ise imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, dayanılan tapu uygulamasını ve çekişmeli parselin geniş çevresi ile birlikte konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu ve gerçek yüzölçümünü gösterir rapor alınmalı, çekişmeli parselin öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, Somut olayın özelliği göz önünde bulundurularak ayrıca; parselin eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de teknik verileri içeren ayrıntılı rapor alınmalı, keşif sırasında parselin çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının davacı ve davalı gerçek kişiler ile ortak murisler yönünden araştırılmalı, aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu sicil ve kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, gerektiğinde tespit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu parselin sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda … mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle davanın kabulüne karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır,
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran davalı tarafa iadesine, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre taktir edilen 900,00.-TL avukatlık ücretinin davacı Hazineden alınarak kendisini avukat ile temsil ettiren davalı tarafa verilmesine 28.11.2012 günü oy birliği ile karar verildi.