Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/11806 E. 2013/972 K. 07.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11806
KARAR NO : 2013/972
KARAR TARİHİ : 07.02.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki orman tahdidi ve tapu kaydı iptali davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, … Köyü 102 ada 50 ve 303 parsel sayılı sırasıyla 9666,06 m² ve 1044,96 m² yüzölçümündeki taşınmazlar Şubat 2004 tarih 1 sıra; Kasım 1958 tarih 128 sıra ve Mart 1983 tarih 74 sıra numaralı tapu kayıtlarına dayanılarak 102 ada 50 parsel davacı … adına, 102 ada 303 parsel ise hisseli olarak davacı … ve davalı Hazine adlarına tespit edilmiştir. Davacı …; 102 ada 50 ve 303 parsele uygulanan tapu kayıtlarının yüzölçümü miktarı sırasıyla 18386, 00 m² ve 5515,00 m² olduğu halde kadastro sırasında yapılan tespitte 50 parsel 9666,06 m² yüzölçümlü; 303 parsel ise 1044,96 m² yüzölçümlü olarak ölçüldüğünü belirterek taşınmazların yüzölçümlerinin eksik tespit edildiği iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davacının davasının reddine ve … Köyü 102 ada 50 ve 303 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … tarafından temyiz edilmekle dairece bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 20/09/2011 tarih 2011/6481 – 10237 sayılı bozma ilâmında özetle; “Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; davacı, arazi kadastrosu sırasında adına tespit edilen 102 ada 50 ve 303 parsellerin yüzölçümünün eksik ölçüldüğünü iddia etmiştir. Mahkemece yapılan araştırmada davacının eksik yüzölçümü ile tespit edildiğini bildirdiği taşınmaz bölümlerinin, 3402 sayılı Yasanın 22/son maddesi uyarınca haklarında tutanak düzenlenmeksizin orman niteliği ile siciline aktarılması yoluyla tapuya kaydedilen 102 ada 211 ve 455 sayılı orman parselleri içinde kaldığı anlaşılmıştır. 3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesine göre kadastro mahkemesinin görevi kadastro tespit tutanağının düzenlendiği günde başlar. Somut olayda da davacının talep ettiği taşınmaz bölümleri 102 ada 211 ve 455 sayılı orman parselleri içinde kaldığından ve bu parseller hakkında tutanak düzenlenmediğine göre, davaya bakma görevi genel mahkemelere aittir. Şayet hak düşürücü sürenedeniyle dava reddedilecek ise bu konuda karar verme yetkisi de yine genel mahkemelere aittir. Görev kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulmalıdır. O halde; mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dava dosyasının, dava değerine göre görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sonunda görevsizlik kararı verilerek dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiş, asliye hukuk mahkemesince hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman tahdidi ve tapu kaydı iptali istemine iliştindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1979 yılında ilân edilip kesinleşen 6831 sayılı Kanun uyarınca yapılan orman kadastrosu ve 2.madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak;102 ada 50 ve 102 ada 303 parseller hakkında açılmış bir dava bulunmadığı halde, tutanak asılları dosyaya getirtilip davalı olarak gösterilmiştir. Kırklareli Kadastro Mahkemesinin 27/02/2012 tarih 2011/4 E – 2012/8 K sayılı görevsizlik kararında, hakkında açılmış dava bulunmayan bu parsellerin olağan yollardan kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece, bu husus sehven atlanarak görevsizlik dosyası ile birlikte asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir. Tutanakların halen kesinleştirilmeksizin dosya içersinde olduğu anlaşıldığından, mahkemece 102 ada 50 ve 102 ada 303 parsellerin tutanak asıllarının olağan yollardan kesinleştirilmesi için kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, bu konuda karar verilmemiş olması doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasına 7.bent olarak “dava konusu olmayan ve dosya içersinde tutanak asılları bulunan 102 ada 50 ve 102 ada 303 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanağı ile eklerinin olağan yollardan kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.UM.K.’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07.02.2013 günü oy birliğiyle karar verildi.