Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/11507 E. 2013/2137 K. 04.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11507
KARAR NO : 2013/2137
KARAR TARİHİ : 04.03.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında …. Köyü 130 ada 1 parsel 19.623,14 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla; 131 ada 2 ve 3 parsel sayılı 3708.22 m2 ve 5239.40 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar ise, sırasıyla çalılık ve tarla niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı gerçek kişiler, çekişmeli taşınmazların dedelerinden kendilerine kaldığı iddiasıyla dava açmışlardır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu 130 ada 1 sayılı parselin paylı olarak davacılar ile başka gerçek kişiler adlarına, 131 ada 2 ve 3 sayılı parsellerin paylı olarak davacılar ile davalı gerçek kişi adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; davalı Hazine tarafından hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2008/15520 – 2009/2223 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Çekişmeli taşınmazların öncesinin orman niteliğinin ve hukukî durumunun belirlenmesi ve eğiminin doğru olarak hesaplanması için, yöreye ait bulunabilecek en eski memleket haritası, amenajman planı, hava fotoğrafı ile belediyede bulunan halihazır harita ve münhanili haritalar ile varsa topografya haritaları ile 1985-1990’lı yıllardan sonraki aktüel durumunu gösteren memleket haritası ve hava fotoğrafları bulundukları yerden getirtilerek bir jeolog, bir orman, bir ziraat ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden keşif yapılarak memleket haritası, hava fotoğrafı, amenajman planı, münhanili harita ve topografya haritası çekişmeli taşınmaza ve çevresine uygulanarak haritalardaki konumu saptanıp, taşınmazın eğiminin duraksamaya yer vermeyecek biçimde hesaplatılması, anılan belgeler, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; çekişmeli taşınmaza komşu kadastro parsellerine ait kadastro tesbit tutanaklarının dayanaklarının uygulanması, 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumunun saptanması; usûlüne uygun zilyetlik araştırması yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, 131 ada 2 sayılı parselin çalılık vasfıyla yapılan tesbitinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, 130 ada 1 ve 131 ada 3 sayılı parsellerin kadastro tesbitlerinin iptali ile payları oranında davacılar ve dahili davalılar adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.

Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1974 yılında orman kadastrosu, 1984 yılında aplikasyon ve 2/B uygulaması yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda temyize konu 130 ada 1 ve 131 ada 3 sayılı parsellerin orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, dava konusu 131 ada 2 sayılı parsel hakkındaki dava reddedildiği ve Hazinenin de bir davası bulunmadığı halde, re’sen tesbiti iptal edilerek orman niteliği ile tescil edilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hükmün 1. bendinin çıkartılarak yerine, ”… Köyü 131 ada 2 sayılı parselin tesbit gibi tapuya tesciline” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 04.03.2013 günü oybirliği ile karar verildi.