Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/11309 E. 2013/977 K. 07.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11309
KARAR NO : 2013/977
KARAR TARİHİ : 07.02.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki orman kadastro işlemine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, … Köyü … Mevkiinde orman kadastro ve 2/B işlemi sırasında nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan XXI. numaralı poligonun…’in kulanımında olduğunun yazıldığını, oysa, köylerinde… isimli biri olmadığı gibi, bu yerin daha önceki zilyedi …, taşınmazı …’ya sattığı, ondan da kendisinin satın aldığı, bu şekilde kendisinin zilyetliğinde olduğunu iddia ederek, orman kadastro çalışma tutanaklarında zilyet olarak…’in zilyetliğinde olduğu ibaresinin çıkartılarak yerine kendi kulanımında olduğunun yazılmasını istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 119 nolu Orman Kadastro Komisyon Başkanlığının 28/11/2008 tarihli tesbit tutanağında … İli, … İlçesi, … Köyü, … Başı mevkiinde kain 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazda XXI numaralı parsel olarak belirtilen 4046, 4047 ve 4048 nolu OS noktaları arasında bulunan ve zilyedi … oğlu… olarak belirtilen tespitin iptali ile bu yerdeki zilyetliğin davacı … ve … oğlu …’un zilyetliğinde olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesine göre dava, orman kadastro ve 2/B işlemi sırasında düzenlenen çalışma tutanaklarına zilyet olarak, davacının, kendi isminin yazılması istemine ilişkindir.
Yörede 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunun ile değişik 2/B maddesi uygulaması yapılarak 22/09/2010 tarihinde ilân edilmiştir.
Çekişmeli yerde orman sınırlamasının yapılarak kesinleştiği, sonradan yapılan 2/B madde uygulaması ile taşınmazın Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı anlaşılmıştır. Öncesi Devlet ormanı olan bir yer, 2/B uygulaması ile ancak Hazine adına çıkarılabilir. Orman kadastrosu çalışma tutanaklarında taşınmazın kişilerin kullanımında olduğunun yazılmış olması ismi geçen kişilere hak kazandırmayacağı gibi, 2/B niteliğindeki taşınmazın kullanım durumu 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi uyarınca yapılacak kullanım kadastrosu sırasında değerlendirileceğinden, kişinin, orman
kadastrosu ve 2/B uygulaması sırasında çalışma tutanaklarında taşınmazın kullanıcısı olduğunun yazılmasını istemesinde hukukî yararı bulunmamaktadır. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davalı … Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 07/02/2013 günü oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı 26.10.2010 tarihinde vermiş olduğu dava dilekçesi ile … İlçesi, … Köyü, … Mevkisinde yapılan orman kadastro ve 2/B işlemi sırasında nitelik kaybı nedeniyle Hazine
adına orman sınırları dışına çıkarılan XXI. numaralı poligonun…’in kullanımında olduğunun yazıldığını, oysa; köylerinde… isimli biri olmadığı gibi, bu yerin daha önceki zilyedi …’in, taşınmazı …’ya sattığını, ondan da kendisinin satın aldığını, bu şekilde kendisinin zilyetliğinde olduğunu iddia ederek, orman kadastro çalışma tutanaklarına yazılan…’in zilyetliğinde olduğu ibaresinin çıkartılarak yerine kendi kullanımında olduğunun yazılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 119 nolu Orman Kadastro Komisyon Başkanlığının 28/11/2008 tarihli tespit tutanağında … İli, … İlçesi, … Köyü, … Başı mevkiinde kain 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazda XXI numaralı parsel olarak belirtilen 4046, 4047 ve 4048 OS noktaları arasında bulunan ve zilyedi … oğlu… olarak belirtilen tesbitin iptali ile bu yerdeki zilyetliğin davacı … ve … oğlu …’un zilyetliğinde olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesine göre dava, orman kadastro ve 2/B işlemi sırasında düzenlenen çalışma tutanaklarına, zilyet olarak kendi isminin yazılması istemine ilişkindir. Yörede 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunun ile değişik 2/B maddesi uygulaması yapılarak 22.09.2010 tarihinde ilân edilmiştir. Dava 6 aylık askı ilan süresinde kadastro mahkemesine açılmıştır. Askı ilan tutanağında hak sahibi kişilerin dava hakkı olduğu belirtilmiş ve davacı buna dayanarak dava açmıştır. Davacıya kullanım kadastrosu sırsında aynı hata yapılırsa o zaman dava açabilirsin bu aşamada dava hakkın yoktur anlamına gelecek şekilde kısıtlayıcı yorum yapılması kanaatimce evrensel hukuk anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Kaldı ki, 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun ile tanınan haklar ile bu husus daha da önem kazanmıştır.
Çekişmeli yerde orman sınırlamasının yapılarak kesinleştiği, sonradan yapılan 2/B madde uygulaması ile taşınmazın Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı anlaşılmıştır. Öncesi Devlet ormanı olan bir yer, 2/B uygulaması ile ancak Hazine adına çıkarılabilir. Orman kadastrosu çalışma tutanaklarında taşınmazın kişilerin kullanımında olduğunun yazılmış olması tek başına adı geçen kişiye hak kazandırmayacağı düşünülse bile 3402 sayılı Kanunun ek 4. maddesi uyarınca yapılacak kullanım kadastrosu sırasında delil teşkil edeceği kuşkusuzdur. Bu durumda kişinin iş bu davayı açmakta ve taşınmazın kullanıcısının doğru olarak yazılmasını istemede hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Nitekim, yerel mahkeme, isabetli olarak hukuki yararın varlığını kabul etmiş ve toplanan delillere göre davanın kabulüne karar vermiştir. Burada esas tartışılması gereken Orman İdaresinin temyizde hukuki yararı bulunup bulunmadığıdır. 2/B uyarınca orman dışına çıkarılma işlemine itiraz etmeyen İdarenin kullanıcının şu ya da bu kişi olmasında bir hukuki yararı bulunmadığından, kanaatimce temyiz dilekçesi bu nedenle reddolunmalı ve yerel mahkeme kararı onanmalıdır.
Açıklanan nedenlerle kararın ONANMASI gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun BOZMA görüşüne katılmıyorum.