Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2012/11084 E. 2013/2561 K. 11.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11084
KARAR NO : 2013/2561
KARAR TARİHİ : 11.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı …, Orman Yönetimi, Hazine ve Kadastro İl Müdürlüğüne husumet yönelterek kadastro mahkemesine sunduğu 29.06.2010 tarihli dava dilekçesinde; Yayla Köyünde 5831 sayılı Kanuna göre 2010 yılında yapılan kullanım kadastrosunda halen zilyetliğinde bulunan 563 m2 arsa ile üzerindeki iki katlı kargir evin 1993 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde çalışmalarında P.I numaralı 2/B alanında kalmasına rağmen kadastro ekiplerince tam olarak ölçümlerinin yapılmadığını ve tutanak düzenlenmediğini, sadece 3448 parselin tarla niteliği ile 0134.67 m2 olarak Hazine adına tespitinin yapıldığını ve kendisi … lehine tutanağın beyanlar hanesinde kullanım şerhi verildiğini, parsel içersindeki evin 48.20 m2’sinin sınırdaki 619 parsele tecavüzlü olduğunun belirtildiğini ileri sürerek, taşınmazın 2/B alanında olduğunun tespiti ile üzerindeki iki katlı kargir evle birlikte adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Yörede 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosunda, Yayla Köyü 3448 parsel sayılı taşınmaz 0134,67 m2 yüzölçümüyle ve tarla niteliği ile Hazine adına tesbiti yapılmış ve tunağının beyanlar hanesinde; ”6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılmıştır.”-”kullanıcısı Ramazan oğlu … olup, parsel içersindeki iki katlı kargir ev Ramazan oğlu …’e aittir. Parsel içersindeki evin 48.20 m2’si 619 nolu parsele tecavüzlüdür.” şerhi bulunmaktadır.
Mahkemece, yapılan keşif ve alınan raporlar sonucunda davacının dava ettiği taşınmaz bölümü hakkında tutanak düzenlenmediği, hükmen orman olan 619 parsel içersinde kaldığı ve 3402 sayılı Kanunun 26. maddesinin son fıkrasına göre; ”kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.” hükmü gereğince görevsizlik kararı verilerek dosyanın H.U.M.K.’nun 193. maddesine göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren 10 gün içersinde başvurulması halinde, dosyanın görevli ve yetkili Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, verilen görevsizlik kararı, temyiz edilmeksizin kesinleşerek dosya asliye hukuk mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece; dava, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu tespitine itiraz niteliğinde kabul edilerek mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesi sonrasında talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Köyceğiz Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava ve tesbit tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna 11 numaralı Tahdit Komisyonu tarafından 1940 yılında yapılıp 3 aylık süreyle Resmî Gazete’de ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 3302 sayılı Kanuna göre 21.05.1993 tarihinde altı ay süreyle ilânı yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu 5602 sayılı Kanuna göre 1953 yılında yapılmış, sonuçları Eylül 1953 ve Ekim 1953 tarihleri arasında ilân edilmiş ve kesinleşmiştir. Bu kadastroda Yangı Köyü 619 parsel sayılı taşınmaz senetsiz ve belgesizden 1460 m2 yüzölçümüyle ve tarla niteliği ile Ahmet Yunus adına yapılan kadastro tesbitine, gerçek kişiler irsen intikale ve hisseye dayalı olarak, Orman Yönetimi ise, orman savı ile itiraz etmiş, Köyceğiz Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 16.06.1964 gün ve 1954/2579 E. – 97 K. sayılı ilâmı ile gerçek kişilerin itirazının reddine, Orman Yönetiminin itirazının kabulüne taşınmazın orman olarak tapulama dışı bırakılmasına karar verilmiş ve derecattan geçerek karar kesinleşmiş ve infaz edilerek tapuya tescil edilmiştir.
Yine, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu 15.08.2010 tarihinde yapılmış ve 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre sonuçları 08.07.2010 – 06.08.2010 tarihleri arasında ilân edilmiştir. Eldeki dava tutanak tutulmayan yere ilişkin (hükmen orman olan 619 parsel yeri) olarak 29.06.2010 tarihinde, tutanak tutulan 3448 parsel ileri sürülerek aynı yere ilişkin aynı nitelikteki dava 05.08.2010 tarihinde açılmış dosyalar birleştirilmiştir.
Mahkemece; dava, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu tespitine itiraz niteliğinde kabul edilerek mahkemenin görevsizliğine karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; davacı …, …. Köyünde 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. maddesine göre 2010 yılında yapılan kullanım kadastrosunda halen zilyetliğinde bulunan 563 m2 arsa ile üzerindeki iki katlı kargir evin 1993 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde çalışmalarında P.I numaralı 2/B alanında kalmasına rağmen, kadastro ekiplerince tam olarak ölçümlerinin yapılmadığını ve tutanak düzenlenmediğini ileri sürerek, taşınmazın 2/B alanında olduğunun tesbiti ile üzerindeki iki katlı kargir evle birlikte adına tescili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Dava konusu taşınmaz yapılan keşif ve uygulamada kısmen 3448 parsel içinde, kısmende 619 parsel içinde kalmaktadır. 3448 parsel; orman olarak hükmen Hazine adına kayıtlı bulunan 619 parsel içinde iken, kısmen kesinleşen 2/B alanında kaldığı gerekçesiyle orman parselinden terkin işlemi yapılarak 134,67 m2 yüzölçümüyle tarla niteliğiyle ve kullanıcısı … olduğu ve üzerindeki iki katlı evin kendisine ait olduğu ve evin 48.20 m2’lik kısmının 619 parsele tecavüzlü olduğu belirtilerek tutanak düzenlenmiş, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. maddesine göre güncelleme çalışmaları yapılarak askı ilânına çıkartıldığına göre, esasen bu bölümün yani 3448 parsel kapsamının dava konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu olan bölüm 619 parsel içersinde kalan binanın geriye kalan kısmıdır. 619 parsel ise 1953 yılında yapılan tapulama sonucunda hükmen orman olarak Hazine adına tescil edilmiştir. Bu taşınmaza yönelik davanın görüleceği mahkeme genel mahkemedir.

Kaldı ki; orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması 1993 tarihinde kesinleştiğine göre; ancak, tapu kaydına dayanılarak 10 yıllık süre içersinde orman kadastrosunun ve 2/B madde uygulamasının iptali istemiyle genel mehkemede dava açılabileceğinden, somut olayda eldeki davanın 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğinde olduğundan da söz edilemez.
Bu nedenle; görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğundan, işin esasına girilerek, toplanacak delillere göre oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer oladığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 11/03/2013 günü oy birliği ile karar verildi.