YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/9724
KARAR NO : 2011/14408
KARAR TARİHİ : 08.12.2011
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, … ilçesi, … mahallesi 1665 ada 9 parsel sayılı 4909,34 m² yüzölçümündeki taşınmaz 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve kullanım şerhi verilerek Hazine adına bahçe niteliğiyle tespit edilmiştir. Davacı, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilen C harfli kargir 2 katlı evin kullanıcısı olmadığı halde lehine bu evin kullanıcısı şerhi verildiği gerekçesiyle dava açmıştır. Katılan davacı 14/11/2011 tarihli harçlı dilekçesiyle aynı evin kullanıcısı kendisi olduğu halde davacı … lehine kullanım şerhi verildiği iddiasıyla davaya katılmıştır. Mahkemece, katılan davacının davasının kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Kural olarak; kadastro davaları lehine tespit ya da kadastro komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. Dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Davanın saptanan bu niteliğine göre husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazineye yöneltilmesi zorunludur. Ancak; dava Kadastro Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılmıştır. Davacının asıl dava etmek istediğinin Kadastro Müdürlüğü değil Hazine olduğu belirgin olup ortada belirgin bir biçimde temsilde yanılma hali bulunduğundan bu durumun mahkemece resen gözetilmesi ve davanın usulünce gerçek hasma yönlendirilmesi için davacı tarafa olanak sağlanması ve Kadastro Müdürlüğünün davada taraf sıfatı bulunmadığından Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddi gerekirken aksi düşünce ile … şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. (HGK.2010/7-70-86 sayılı kararı )
Kabule göre ise; çekişmeli 1665 ada 9 parselin kadastro tutanağı itirazlı olup davacı tarafından sadece zilyetlik şerhine ilişkin dava açıldığı halde infazda tereddüt yaratacak şekilde taşınmazın tespit gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tescili yolunda hüküm kurulmayarak sadece şerh konusunda hüküm kurulmuş olması ve dava konusu 1665 ada 9 parsel sayılı taşınmaza karşı birden fazla dava açılmış olmasına rağmen ve bu davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini de etkileyeceği dikkate alınarak H.Y.U.Y’nın 45. maddesi gereğince 1665 ada 9 parsele karşı açılan tüm davaların, parselin tutanak aslının bulunduğu mahkemenin 2010/911 sayılı dosyası ile birleştirilmemesi ve davacı kişinin açtığı dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 08/12/2011 günü oybirliği ile karar verildi.