Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2011/9323 E. 2011/13457 K. 28.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/9323
KARAR NO : 2011/13457
KARAR TARİHİ : 28.11.2011

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVACI-DAVALI : Anakadın İhtiyar,
DAVALILAR : Hazine, … ve ark.

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

… ilçesi … beldesi 209 ada 137 ve 140 parsel sayılı taşınmazlar, 3402 sayılı Yasaya 5831 sayılı Yasayla eklenen ek 4 maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında tarla niteliğiyle 137 parselin …’ın, 140 parselin eşit hisselerle … ve …’in kullanımında olduğu belirtilerek Hazine adına tespit edilmişlerdir.
Davacı … 14.06.2010 tarihli dilekçesi ile, dava konusu 140 parsel sayılı taşınmazın kendi kullanımında olduğundan beyanlar hanesindeki şerhin iptali ile kendi kullanımında olduğunun şerh verilmesini talep etmiştir.
Davacı … 03.06.2010 tarihli dilekçesi ile, dava konusu 137 ve 140 parsel sayılı taşınmazların kendi kullanımında olduğundan beyanlar hanesindeki şerhlerin iptali ile kendi kullanımında olduklarının şerh verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davalar birleştirildikten sonra, … beldesi’nin orman içi köy olmaması ve 2924 sayılı Yasanın 11/1-3 maddesinde düzenlenen şartların davacı yararına gerçekleşmediği gerekçesiyle davaların REDDİNE ve dava konusu taşınmazların tespit gibi davalı Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazlarda bulunan kullanım durumuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1987 yılında 6831 sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Daha sonra 2009 yılında 6831 sayılı Yasanın 41. maddesi gereğince yapılan düzeltme işlemi ile yargı kararı gereğince orman sayılan yerlerde 2/B madde uygulaması vardır.
2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkındaki Yasada orman rejimi dışına çıkartılan yerlerde yapılacak kullanım kadastrosunda bu yerlere muhdesat ile tasarruf edenler hakkında ne gibi işlem yapılacağı belirtildiği gibi, 27.01.2009 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Yasasına eklenen 4. madde şöyledir: “EK MADDE 4 – 6831 sayılı Orman Kanununun 20/06/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2’nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2’nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11’inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir. Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz.” hükmü bulunmaktadır.

Kadastro tespit tutanağının ya da kütüğün beyanlar hanesinde … zilyedlik veya muhdesat şerhi, aynî bir hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması, değiştirilmesi mümkün değildir. Şerhe ilişkin talepler, tarafların isteğiyle dahi Tapu Sicil Müdürlüğünce yerine getirilemez ve dava yoluyla genel mahkemeden istenemez. Ancak, yukarıda açıklandığı gibi yörede 4127 sayılı Yasa ile değişik 2924 sayılı Yasanın 11. maddesine ve 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu sırasında ileri sürülebilir ve hak sahipliği tespit komisyonunca değerlendirilebilir. İtiraz ve dava haklarının da bu aşamada kullanılması gerekir. Zilyetlik şerhine ilişkin itiraz iddia ve davaların 3402 sayılı Yasanın 11. maddesindeki askı ilan süresinde ve kadastro mahkemesinde açılması gerektiğinden mahkemece 27/01/2009 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi hükümleri dikkate alınmadan, 4127 sayılı Yasa ile değişik 2924 sayılı Yasanın 11. maddesi hükümlerinde aranan şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle … olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle; mahkemece, tarafların ileri sürecekleri delillerin toplanması, fiili kullanım durumunun dikkate alınması ve bundan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik incelemeye dayanılarak … biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 28/11/2011 gününde oybirliği ile karar verildi.