Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2011/8822 E. 2011/13410 K. 28.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8822
KARAR NO : 2011/13410
KARAR TARİHİ : 28.11.2011

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10.04.2007 tarih 2007/ 4283-4877 sayılı bozma kararında; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki : keşif sırasında dinlenen orman bilirkişiler tarafından resmi belgelerin uygulanmasına dayalı olarak düzenlenen 22.03.2006 tarihli raporda çekişmeli taşınmazın memleket haritası ve hava fotoğraflarında açık alanda kaldığını ve sonuç olarak orman sayılmayan yerlerden olduğunu bildirmiş ve ekli memleket haritasında da taşınmazın konumu açık alanda nokta şeklinde gösterilmiştir. Aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 15.03.2007 tarihli ek rapora ekli ölçekleri eşitlenmiş ve kadastro paftası ile çakıştırılmış orijinal-renkli memleket haritasın da taşınmazın yeşil alanda işaretlendiği gözlenmiştir. Bilirkişi rapor ve ek raporu birbiri ile çelişkili olup bu raporlar dayanak alınarak hüküm kurulamaz. Ayrıca, çekişmeli 105 ada 2 sayılı parsel kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği ile davalı adına tespit edilmiş ve davalı vekili 23/09/2002 tarihli dilekçesinde, Temmuz 1966 tarih 1 nolu tapu kaydına dayanmış, mahkemece de çekişmeli taşınmazın dayanak tapu kaydı sınırları içinde kaldığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, tapu kaydı yöntemine göre uygulanmamış, revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları getirtilmemiş, fen elemanı bilirkişiye tapu kaydının kapsadığı tüm parselleri ve tapu kaydı sınırlarını gösterir şekilde keşfi izlemeye olanak verecek kroki çizdirilmemiştir.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde davalının dayandığı tapu kaydı ilk tesisinden itibaren revizyon gördüğü kadastro parselleri ile birlikte getirtilerek yöntemine göre uygulanmalı, tapu kaydı sınırları boynuz taşı, üçtepeler, akar dere ve kabristan okumakta olup, değişir sınırlar içerdiği, taşınmazın doğu ve kuzeyinde de orman bulunduğundan 3402 sayılı Yasanın 20/c ve 21. maddeleri gereğince kaydın miktarı ile geçerli olduğu nazara alınarak kapsamı belirlenmeli, fen elemanı bilirkişiye tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parselleri ve tapu kaydı sınırlarını gösterecek şekilde keşfi izlemeye olanak verecek kroki çizdirilmeli, taşınmazın tapu kaydı sınırları dışında kaldığının belirlenmesi halinde, kaydın lehe olduğu kadar aleyhe de delil teşkil edeceği düşünülerek Hazine adına tescile karar verilmeli, taşınmazın tapu kaydı kapsamı içinde kaldığının belirlenmesi halinde davalı …’ın 25/03/2002 günlü duruşmadaki beyanı, bozmadan önceki 17/06/2004 günlü kararda 105 ada 2 sayılı parselin 1/2 payının davacı …, 1/2 payının davalı … adına tesciline karar verildiği ve bu hükmün … tarafından temyiz edilmediği, davacı …’ın da 15/12/2005 günlü duruşmada “105 ada 2 parsel tapu dışıdır. Orman olmasını istiyorum, burayı ormana hibe ediyorum” şeklinde beyanda bulunduğu dikkate alınarak bu beyanın davadan feragat niteliğinde olup olmadığı ve önceki kararda … adına tescile karar verilen 1/2 payın Hazine adına tescili gerekip gerekmeyeceği düşünülmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği” gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine 105 ada 2 parselin orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 27/07/2001 tarihinde ilan edilen ve çekişmeli taşınmaz yönünden kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 28/11/2011 gününde oybirliği ile karar verildi.