Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2011/5802 E. 2011/9659 K. 12.09.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5802
KARAR NO : 2011/9659
KARAR TARİHİ : 12.09.2011

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
… ilçesi, … mahallesinde 121 ada 52 ve 58 parsel sayılı taşınmazlar, 3402 sayılı Yasaya 5831 sayılı Yasayla eklenen ek 4 maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında tarla niteliğiyle, 52 parsel … , …, …’un müşterek kullanımında bulunduğu, 58 sayılı parselin ise … ve …’ın kullanımında olduğu beyanlar hanesinde belirtilerek Hazine adına tespit edilmişlerdir. Davacılar, kendi adlarına tespit gören 58 sayılı parselin davalıların kullanımında, davalılar adına tespit gören 52 sayılı parselin kendi kullanımlarında olduğundan beyanlar hanesindeki şerhlerin iptali ile 121 ada 58 sayılı parselin kendilerinin kullanımında olduğunun, 121 ada 52 sayılı parselin ise davalıların kullanımında bulunduğunun şerh verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece tespitin fiili kullanım durumuna göre yapıldığı gerekçesiyle davanın REDDİNE ve dava konusu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından vekalet ücretine ilişkin temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazda bulunan kullanım durumuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Yasaya göre 1941 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 3302 sayılı Yasaya göre 1999 yılında yapılıp 11.09.2003 tarihinde askı ilanı yapılarak 12.03.2004 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulama çalışmaları bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacının davası reddedildiği halde, yasal hasım olan davalı Hazinenin kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan vekilinin sarf ettiği emek ve mesai dikkate alınarak 3402 sayılı Yasanın 31. maddesi gereğince vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hüküm fıkrasının 3. bendinin tamamen kaldırılarak yerine üçüncü bent olarak “3-Davalı Hazine vekilinin sarf ettiği emek ve mesaisine karşılık 3402 sayılı Yasanın 31. maddesi uyarınca (150.- TL) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine,” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve H.Y.U.Y.nın 438/7. maddesi gereğince hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 12/09/2011 günü oybirliği ile karar verildi.