Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2011/5137 E. 2011/9247 K. 13.07.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5137
KARAR NO : 2011/9247
KARAR TARİHİ : 13.07.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili … köyü, 546 parselin (8364 m2) tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, taşınmazın 1976 yılında yapılan 1744 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması sonucu kısmen Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığını ve işlemin kesinleştiğini bildirerek, bu bölümün tapusunun iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, B (4325 m2) bölümünün tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 1744 sayılı Yasanın 2. madde uygulamasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede, 1941 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastro çalışması ile 1975 yılında 1744 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp 24.06.1977 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması, 13.11.2007 tarihinde ilan edilen 2/B madde çalışması ile 26.03.2007 tarihinde ilan edilen 4999 sayılı Yasaya göre fenni hataları düzeltme çalışması vardır.
Arazi kadastrosu 1954 yılında yapılarak kesinleşmiş, 1990 yılında 2859 sayılı Yasaya göre pafta yenileme çalışması yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporlarına göre çekişmeli taşınmazda davanın kabulüne karar verilen bölümün 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı, daha sonra 1974 yılında 1744 sayılı yasayla değişik 2. madde uygulama çalışmasında 2. madde parseli olarak orman sınırları dışına çıkarıldığı ve işlemin kesinleştiği, davalının tutunduğu tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaza uymadığı, bir an için uyduğu kabul edilse dahi 1947 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kayıtlarının yasal değerini yitirdiği anlaşıldığına göre Hazinenin davasının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine 2/B şerhi verilmemesi ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 Sayılı Yasaya eklenen 36/A. maddesinde “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” ve aynı yasanın 17. maddesi ile 3402 Sayılı Yasaya eklenen geçici 11. maddesine göre; “bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır” hükmü gereğince davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple,
hüküm fıkrasının 1. bendinin sonuna gelmek üzere; “taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. maddesi ile orman rejimi dışına çıkarılan yerdir” cümlesinin yazılması ve hükmün 2, 3 ve 4 numaralı bentlerinin kaldırılarak; yerine, “6099 Sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile getirilen 3402 sayılı Yasanın 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 13/07/2011 günü oybirliğiyle karar verildi.