YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3641
KARAR NO : 2011/7727
KARAR TARİHİ : 20.06.2011
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, … köyü 285 ada 27, 290 ada 1 ve 292 ada 13 parsel sayılı sırasıyla 206933,60 m², 53272,96 m² ve 145323,80 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, çamlık niteliği ile Hazine adına tespit edilmişlerdir. Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiası ile davacılardan … 290 ada 1, 292 ada 13 ve 285 ada 27, davacılardan … ve … 285 ada 27, davacılardan …, … ve … … 292 ada 13 sayılı parsellerin bir bölümüne yönelik olarak dava açmışlardır. Yargılama sırasında davacı … vefat etmekle mirasçıları davaya devam etmişlerdir. Mahkemece 285 ada 27 parselin (C), (D) ve (E), 290 ada 1 parselin (B) ve (C), 292 ada 13 parselin (C), (D) ve (E) bölümlerinin orman sayılan yerlerden olduğundan, 292 ada 13 parselin (B) bölümünün orman içi açıklık niteliğinde bulunduğundan, 285 ada 27 parselin (B) bölümünde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının davacı … yararına gerçekleşmediğinden tüm davaların REDDİNE ve dava konusu taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede tespit tarihinden önce yapılan ve 18.11.2008 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Davacı … tarafından 290 ada 1 sayılı parselin (B) işaretli 1703,77 m², 292 ada 13 sayılı parselin (E) işaretli 4716,56 m², 285 ada 27 sayılı parselin (E) işaretli 4933,22 m², davacı … tarafından 285 ada 27 sayılı parselin (B) işaretli 1783,57 m², (C) işaretli 1293,90 m², 292 ada 13 sayılı parselin (B) işaretli 717 m² ve (C) işaretli 388,05 m², davacı … tarafından 292 ada 13 sayılı parselde (D) işaretli 12908,50 m², davacı … tarafından 292 ada 13 sayılı parselin (F) işaretli 4406,02 m², davacı … tarafından 285 ada 27 sayılı parselin (D) işaretli 1684,07 m² yüzölçümlü bölümlere ilişkin dava açılmıştır. Karara dayanak alınan bilirkişi raporlarında, dava açılan bölümlerde çeşitli yaşlarda asma bağlarının bulunduğu, davacı … tarafından dava açılan 285 ada 27 ve 292 ada 13 sayılı parselin (B) bölümlerinin eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak orman sayılmayan yerlerden olduğu, diğer dava açılan bölümlerin ise orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtilmiştir. Ne var ki, orman bilirkişisi tarafından rapor tanzim edilirken, taşınmazlar üzerinde asma bağlarının bulunduğu da gözönüne alındığında, keşif sırasında uygulanan haritalardaki yeşil renkli bölümler üzerindeki semboller ile haritalardaki kullanıma ilişkin olan tasarruf çizgileri değerlendirilmemiştir. Bu nedenle, karara dayanak alınan bilirkişi raporu çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığını ve hukuki durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği, haritalar üzerindeki semboller ile tasarruf çizgileri de göz önünde bulundurularak belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ile hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar ve hava fotoğrafı üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Kabule göre de; dava konusu 292 ada 13 ve 290 ada 1 sayılı parseller yönünden kadastro komisyonu gibi tespit ve tescile karar verilmesi gerekirken tespit gibi tescile karar verilmesi ve davacı …’in isminin karar başlığında gösterilmemesi de doğru değildi.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar …, …, …, …, …, …, …, … ve …’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 20/06/2011 günü oybirliği ile karar verildi.