Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2011/3280 E. 2011/6726 K. 02.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3280
KARAR NO : 2011/6726
KARAR TARİHİ : 02.06.2011

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … … ile davalı … Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı vekili … ve … köyleri sınırlarında bulunan bir kısım taşınmazların orman kadastro çalışmaları sırasında orman olarak sınırlandırıldığını, oysa bu yerlere ait maden işletme ruhsatları bulunduğundan yapılan sınırlandırmanın yanlış olduğunu ileri sürerek sınırlamanın iptali ile ruhsat sahası içinde kalan taşınmazların orman sınırı dışına çıkarılmasını talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi krokisinde (B1) işaretli (294.534.76 m2) yer orman sayılmayan yer olduğundan sınırlamanın iptaline, (B1) işaretli (129.265.24 m2) yerin tespit gibi orman olarak bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı … Yönetimi ile Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesine göre 6 aylık sürede açılan orman kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 27.06.2007 tarihinde ilan edilen orman kadastro çalışması ile 1961 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastro vardır.
1) İncelenen dosya kapsamına göre davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarına gelince; davacı, maden işletme ruhsatına dayanarak, ruhsat sahası kapsamında kalan yerlerin orman sınırı içine alınması işlemine itiraz etmiştir. 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde “orman kadastro komisyonlarınca sınırlama ve 2. maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı; …. hak sahibi gerçek ve tüzel kişilerin altı aylık askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde itiraz edebilecekleri” belirtilmiştir.Yasa metninde geçen “hak sahibi” ya da “sahiplik” kavramından ne anlaşılması gerektiği, orman kadastrosunun yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/j ve 24. maddesinde açıklandığı halde, mahkemece herhangi bir mülkiyet belgesine dayanmayan ya da orman kadastro tutanağının düzenlendiği tarihe kadar 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı koşulları taşımayan zilyetliğin korunmaya değer, yasada ve yönetmelikte öngörülen “hak sahibi” olma ve dolayısıyla davacı kişiye orman kadastrosuna itiraz davası açma konusunda aktif davacı olma sıfatı vermeyeceği, işletme ruhsatı kapsamında kalan yerlerin orman sınırı içine alınmış olması halinde dahi bunun mevcut yasalar çerçevesinde maden çıkarmaya engel teşkil etmeyeceği, ancak taşınmazın bu türden bir vasıf değişikliğine uğraması durumunda taşınmaz üzerinde veya altında bulunan madenlerin işletilmesinin 6831 sayılı Yasanın 16. maddesinin “Devlet ormanlarının hudutları içinde, mevzu hükümlerine göre maden ocakları araştırma veya işletme ruhsatnamesi ve imtiyazı verilebilmesi için Ziraat Vekaletinin muvafakatini almak şarttır. Ruhsatname veya imtiyaz almış olanlarla, ruhsatname veya imtiyaz alacaklar, işe başlamadan evvel çalışma sahalarını orman idaresine haber vermeye ve ormana zarar gelebilecek hallerde, orman idaresinin göstereceği tedbirleri almaya ve yapmaya mecburdurlar.” hükmü çerçevesinde mümkün bulunacağının düşünülmemiş olması doğru görülmemiştir.
Bu nedenle; mahkemece yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri çerçevesinde araştırma yapılmalı, herhangi bir mülkiyet belgesine dayanmayan ya da orman kadastro tutanağının düzenlendiği tarihe kadar 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı koşulları taşımayan zilyetliğin korunmaya değer olmadığı, yasada ve yönetmelikte öngörülen “hak sahibi” olma ve dolayısıyla davacı kişiye orman kadastrosuna itiraz davası açma hususunda aktif davacı olma sıfatı vermeyeceği gözetilerek davanın reddine karar vermek gerekirken mahkemece değinilen yönler gözetilmeksizin, yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bendde açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) 2. bendde açıklanan nedenlerle; davalı … Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 02/06/2011 günü oybirliği ile karar verildi.