Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2011/2766 E. 2011/7415 K. 14.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2766
KARAR NO : 2011/7415
KARAR TARİHİ : 14.06.2011

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi, … ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … Köyü 106 ada 8 ve 13, 107 ada 1, 114 ada 2 ve 116 ada 15 parsel sayılı taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle belgesizden tarla niteliği ile davalı adına tespit edilmiştir. Davacı Orman Yönetimi, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Hazine, davacı Orman Yönetiminin yanında davaya müdahil olmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava konusu 106 ada 13, 107 ada 1 ve 114 ada 2 sayılı parsellerin tamamı ile 106 ada 8 sayılı parselin (B) işaretli 1347,54 m2 ve 116 ada 15 sayılı parselin (B) işaretli 7163,72 m2 bölümünün kadastro tespitinin iptaliyle orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, 8 ve 15 sayılı parsellerin (A) işaretli 3263,72 m2 ve 1019,28 m2 bölümlerin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi, Hazine ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 106 ada 13, 107 ada 1 ve 114 ada 2 sayılı parsellerin tamamı ile 106 ada 8 sayılı parselin (B) ve 116 ada 15 sayılı parselin (B) işaretli bölümlerinin orman sayılan yerlerden, 8 ve 15 sayılı parsellerin (A) işaretli bölümlerinin orman sayılmayan yerlerden olduğu ve bu bölümler üzerinde davalı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu anlaşıldığına göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasanın 36. maddesine eklenen (a) fıkrası ile Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre; bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” hükmü gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınmasına ilişkin bentlerinin kaldırılarak, yerine “6099 Sayılı Yasa ile 3402 sayılı yasanın 36.maddesine eklenen (a) fıkrası gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, Harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 14/06/2011 günü oybirliğiyle karar verildi.