Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2011/2451 E. 2011/4701 K. 19.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2451
KARAR NO : 2011/4701
KARAR TARİHİ : 19.04.2011

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 05/07/2010 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi katılan davacı … vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan … günü için yapılan tebligat üzerine, duruşmalı temyiz eden katılan davacı … vekili Avukat …, karşı taraftan davalı HAZİNE vekili Avukat … ve davalı … YÖNETİMİ vekili Avukat … geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında, davaya konu … Köyü 240 ada 4 parsel sayılı taşınmaz, tarla niteliğinde 5375,67 m2 yüzölçümünde… zilyet ise de, Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/90 sayılı tescil davası bulunduğu nedeniyle 30/01/2008 tarihinde malik hanesi açık olarak tespit edilmiştir.
Davacı …’in, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile maliki olduğunu ileri sürerek adına tescili istemiyle Marmaris Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı davanın yargılaması sırasında davaya konu taşınmaz kadastro tespit tutanağı düzenlendiğinden görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
… ve arkadaşları, dava konusu taşınmazın Marmaris Karaca Köyünde öncesinde 3 çiftlik arazisine ait tapu kayıtları kapsamı içerisinde kaldığını, tapuların dış hudutlarının…Gediği, …Çiftliği, İnbükü dışındaki … Çiftliği ve …olduğunu ve bu hudutların askeri haritalarda yer aldığını davalı veya miras bırakanlarının 1952 yılına kadar bu araziyi % 25 hâsılat kirası vererek fer’i zilyet sıfatıyla tarım arazisi olarak kullandıklarını, ancak hukuk dışı eylemlerle taşınmaza sahiplenmeye çalıştıklarını, geldi kayıtlarında icareteynli vakıf olarak yazılı tapu kaydının 1961 yılında taviz bedeli ödenmek sureti ile vakıfla ilişiğinin kesildiğini, bu vakıfların zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, kadastro çalışmaları sırasında ise bilirkişilerin gerçekleri sakladıklarını, sabit hudutlu olmaları nedeniyle miktarına itibar edilmesi gereken tapuların kapsamındaki ormanların, 4785 sayılı Kanunla devletleştirilmesinden dolayı bunların bedelleriyle ilgili olarak … Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları davanın devam ettiğini ileri sürerek davacı …’in tescil davasına itiraz etmişler, davalar arasındaki bağlantı nedeniyle birleştirilmiştir.
Yargılama sırasında …, … … davaya konu taşınmazın farklı bölümlerinin eklemeli zamanaşımı zilyetliği nedeniyle maliki olduklarını ileri sürerek, malik oldukları bölümlerin adlarına tescili istemiyle davaya katılmışlardır.
Mahkemece, davacıların ve katılan davacıların davalarının REDDİNE, davaya konu 240 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ORMAN niteliğinde HAZİNE adına tesciline, dava konusu tespit dışı taşınmazlar yönünden davaya bakmakta mahkemenin görevsizliğine görevsizlik kararı kesinleştikten itibaren 10 gün içerisinde başvurulduğunda dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm katılan davacı … vekili, katılan davacı … vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1967 yılında yapılıp tesbit tarihinden önce kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1980 yılında yapılarak kesinleşen ilk orman kadastrosunun aplikasyonu ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ve 1991 yılında yapılarak dava tarihinden önce kesinleşen 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişiler tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın eski tarihli memleket haritasında yeşil renkli orman alanında kaldığı ve fiilen eylemli orman olup,orman bütünlüğünde ve orman sayılan yerlerden olduğu, çekişmeli parselin malik hanesinin de açık olduğu ve mahkemece gerçek hak sahibi adına tescil edilmesi gerektiği de gözetildiğinde bu tür yerlerin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. kaddesine göre imar ve ihyaya dayalı zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 850.00.- TL. vekalet ücretinin davacı …’den alınarak, davalı … YÖNETİMİ ve HAZİNE’ye verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişilere ayrı ayrı yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 19/04/2011 gününde oybirliği ile karar verildi