Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2011/2263 E. 2011/5532 K. 04.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2263
KARAR NO : 2011/5532
KARAR TARİHİ : 04.05.2011

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve elatmanın önlenmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … Yönetimi, … Köyü, … parsel sayılı 3500,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın, tapuda davalı … adına kayıtlı olduğunu, yörede 123 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından 2006 yılında 6831 Sayılı Yasa gereği Orman Kadastrosu ve 2/B uygulama çalışması yapıldığını, çekişmeli taşınmazın 2006 yılında yapılan ve 2007 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını belirterek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescilini ve elatmanın önlenmesini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne ve Amasya merkez … Köyü … Sayfa: … Cinsi: Tarla olan 3500,00 m² yüzölçümündeki davalı … adına kayıtlı … parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline ve karar kesinleşinceye kadar davalının dava konusu taşınmaza vaki müdahalesinin men’ine karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali, tescili ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 16/10/2006 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli … parsel sayılı taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan yerlerden olduğu ve davacı … arazi kadastrosundan önceki hukuki sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukuki nedene dayanarak iptal ve tescil istediğinden, somut olayda 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı anlaşıldığına göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; hükümden sonra 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16. maddesi ile getirilen 3402 sayılı Yasanın 36/A maddesinde “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz.” ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre; “bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” hükmü gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmeyeceğinden ve bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün
düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 3. ve 4. bentlerinin kaldırılarak, bunun yerine “6099 sayılı Yasa ile getirilen 3402 sayılı Yasanın 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 04/05/2011 gününde oybirliği ile karar verildi.