Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2011/203 E. 2011/4022 K. 06.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/203
KARAR NO : 2011/4022
KARAR TARİHİ : 06.04.2011

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
…. Köyü 164 ada 6 parsel sayılı taşınmaz, 3402 Sayılı Yasaya 5831 Sayılı Yasayla eklenen ek 4 maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında tarla niteliğiyle, beyanlar hanesinde davacı …’nın kullanımında olduğu belirtilerek Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı, dava konusu taşınmazın 1936 yılında verilen iskan tapusu ile kendisine ait olduğundan Hazine adına yapılan tespitin iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazda bulunan mülkiyet durumuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 Sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 3302 Sayılı Yasaya göre 1992 yılında yapılıp 09.06.1993 tarihinde askı ilanı yapılarak 10.12.1993 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulama çalışmaları bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın 6831 Sayılı Yasının 3302 Sayılı Yasayla değişik 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan taşınmazlardan olduğu belirlendiğine, orman tahdidi ve 2/B uygulamasının kesinleşme tarihinden itibaren 6831 Sayılı Yasanın 11. Maddesindeki hak düşürücü sürelerin geçmiş olması dikkate alındığında yörede 5831 Sayılı Yasanın 10. Maddesiyle 3402 Sayılı Yasaya eklenen Ek 4. Maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosunun davacı gerçek kişiye mülkiyete ilişkin yeni bir dava hakkı vermeyeceğine göre, yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, 164 ada 6 sayılı parsel yönünden sicil oluşturulacak şekilde karar verilmemesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “davanın reddine” cümlesinden sonra gelmek üzere “ve 164 ada 6 sayılı parselin Hazine adına tespit gibi tesciline” cümlesinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve H.Y.U.Y.nın 438/7. maddesi gereğince hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 06/04/2011 gününde oybirliği ile karar verildi.