Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2011/1902 E. 2011/5125 K. 28.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1902
KARAR NO : 2011/5125
KARAR TARİHİ : 28.04.2011

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında, …. Beldesi, 158 ada 30 parsel sayılı 10043,36 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 29.03.1945 tarihli 115 ve 117 sıra nolu tapu kaydıyla zeytinlik niteliğiyle davalılar adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine vekili dava dilekçesiyle; taşınmaz sınırlarının sabit olmadığını, iskanen verilen tapu kayıtları hariç tüm bölgenin emvali metruke arazisi olduğunu, bu tür yerlerin imar, ihya ve zilyetlikle kazanılamayacağını, bu nedenle, yapılan tespitin iptaliyle tapu kayıt miktar fazlasının Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parselin krokide (E) ile işaretli 2001,36 m²’lik kısmının parselden ifrazı ile 158 adaya ait en son parsel numarası ile aynı vasıfla Hazine adına tesciline, bu kısım üzerinde bulunan 50-60-100 yaş civarında 69 adet zeytin ağacının davalıya ait olduğunun 3402 sayılı Yasanın 19/2 maddesi uyarınca tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine, krokide (A) ile işaretli 8042,00 m²’lik kısmın ise yeniden tespit gibi aynı vasıfla davalılar adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1991 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve parselin tespitine esas alınan tapu kayıtlarının açık yön bırakmadan parseli kapsamadığı, orman sınırının açık kaldığı, komşu parsel kayıtlarının da bu yeri metruke ve orman okuduğu, tapu kayıt miktar fazlasının 1970- 1975’li yıllardan beri kullanılmadığı göz önünde bulundurularak tapu kaydı miktar fazlası yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasanın 36. maddesine eklenen (a) fıkrası ile “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil,
yargılama giderine hükmolunmaz.” ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre; “bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” hükmü gereğince davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 6, 7. ve 8. paragraflarının kaldırılarak; bunun yerine, “6099 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasanın 36. Maddesine eklenen (a) fıkrası gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 28/04/2011 günü oybirliğiyle karar verildi.