YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1901
KARAR NO : 2011/5116
KARAR TARİHİ : 28.04.2011
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2002/4547-2003/465 sayılı 25.02.2003 günlü bozma kararında özetle; “dava konusu Zeytinbağı Beldesi 107 ada 23 nolu parselin fen bilirkişinin krokisinde (A) ile gösterilen bölümünün tarım toprağı olduğu, tahdit sınırları dışında kaldığı ve davalı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları gerçekleştiği anlaşıldığından (A) bölümünün davalı adına tesciline karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Hazinenin karar düzeltme isteminin Yargıtay 7. Hukuk Dairesince reddi üzerine mahkemece önceki kararda direnilerek dosya Hukuk Genel Kuruluna gelmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2004/7-23-44 sayılı 28.01.2004 günlü kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı, tapu kaydının ve komşu parsellerin tutanak ve dayanakları ile askeri haritanın getirtilerek yeniden yapılacak keşifle uygulanması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davanın kabulüne ve dava konusu Zeytinbağı Beldesi 107 ada 23 nolu parselin krokide (B) ile işaretli 3013,75 m²’lik kısmının parselden ifrazı ile 107 adaya ait en son parsel numarası ile aynı vasıfla Hazine adına tesciline, bu kısım üzerinde bulunan 100 yaş civarında 105 adet zeytin ağacının davalıya ait olduğunun 3402 sayılı Yasanın 19/2 maddesi uyarınca tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine, krokide (A) ile işaretli 2527,50 m²’lik kısmın ise yeniden tespit gibi aynı vasıfla davalı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1991 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, mahkemece davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasanın 36. maddesine eklenen (a) fıkrası ile “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu
kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre; bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, “henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” hükmü gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 6, 7 ve 8. paragraflarının kaldırılarak; bunun yerine, “6099 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasanın 36. maddesine eklenen (a) fıkrası gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 28/04/2011 günü oybirliğiyle karar verildi.