Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2011/16706 E. 2011/15998 K. 28.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/16706
KARAR NO : 2011/15998
KARAR TARİHİ : 28.12.2011

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında … köyü 191 ada 2 parsel sayılı 1411,43 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Eylül 1967 tarih 62 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak çayırlık niteliğiyle davalılar adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, davalılar yararına imar-ihya ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın KISMEN KABULÜNE – KISMEN REDDİNE, çekişmeli taşınmazın kadastro tesbitinin iptaliyle teknik bilirkişinin 25/08/2010 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfiyle işaretli 689,98 m²’lik bölümün orman niteliğiyle Hazine, B harfiyle işaretli 721,45 m²’lik bölümün davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Temyiz incelemesi aynı gün yapılan Mahkemenin 2008/838 (Dairenin 2011/16882) esas sayılı dosyasında 191 ada 3 parsel sayılı taşınmaz davalı olup keşifte bilgisine başvurulan orman bilirkişi … …, … ve … … tarafından sunulan bilirkişi kurul raporu ile hükme dayanak yapılan orman bilirkişi … …, … … ve … … tarafından sunulan bilirkişi kurul raporunda çekişmeli taşınmazların konumu farklı işaretlenmiştir. Mahkemenin 2008/838 esas sayılı dosyasında 196 ada 2 ve 3 parseller daha doğuda ve yeşil alanda kalan kısmı daha az işaretlenmiş iken hükme dayanak bilirkişi raporunda daha batıda ve yeşil alanda kalan kısmı daha fazla işaretlenmiştir. Bu durum bilirkişiler tarafından yapılan uygulamanın doğru olmadığını göstermektedir.
Ayrıca dosaya içerisine bulunan kayıtlardan Eylül 1967 tarih 62 saylı dayanak tupu kaydının kök kaydı Temmuz 289 tarih 114 nolu 3 dönüm miktarlı tapu olup bu kayıt ve tedavüllerinin Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.03.1963 tarih 1956/128-43 sayılı ilamıyla satışına karar verildiği ve İcra Müdürlüğünün yazısına istinaden satış sonucu Ocak 1967 tarih 73 nolu 2757 m² yüzölçümlü tapu kaydının oluştuğu ve bu kaydın gittisinin Şubat 1967 tarih 42 nolu tapu olduğu anlaşılmaktadır. Şubat 1967 tarih 42 nolu tapu kaydı dosya içerisinde bulunmamakla birlikte gittilerinden geldisi Ocak 1967 tarih 73 nolu tapunun yüz ölçümünden çok daha fazlasına ifraz olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; Aynı kök tapudan ifraz tapu kayıtlarının uygulanmasında, öncelikle … tapuya yöntemine uygun biçimde kapsam belirlenmesi, daha sonrada saptanan bu kapsam içerisinde ifraz edilen tapuların yerlerinin bulunması zorunludur. Başka bir anlatımla … tapunun sınırları arazi üzerinde bir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde tesbit edilmeden, bu sınırların konumları ve niteliklerine göre … tapuya bir kapsam tayin etmeden, ayrılan tapuların nereye ait olduklarının ve kapsamlarının, tam ve doğru olarak açıklığa kavuşturulmasına olanak yoktur.
Ayrılan tapuların … tapunun kapsamı içerisindeki yerleri belirlenirken de; ifraz işlemi zemine uygulama olanağı bulunan bir haritaya bağlanmışsa, kapsamlarının Medeni Kanunun 719 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddeleri uyarınca haritalarına değer verilerek bulunacağı kuşkusuzdur.
Somut olaya gelince Mahkemece dayanak tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile birlikte getirtilerek yöntemince kapsamı belirlenmediği gibi dayanak tapu kaydının kök kaydının ne şekilde yüz ölçümünün arttığı tesbit edilip hazineyi bağlayıp bağlamadığı araştırılmamıştır.
Eksik inceleme ve birbiriyle çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz
Mahkemece, Şubat 1967 tarih 42 tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, Şubat 1967 tarih 42 sayılı tapu kaydının tedavüllerinin kadastroda revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları ve bu parsellere komşu parsellerin kadastro tutanak örnekleri ve dayanakları bulunduğu yerden getirtilerek öncelikle Şubat 1967 tarih 42 nolu tapu kaydının yüzölçüm artırımına ilişkin işlemin Hazineyi bağlayıp bağlamadığı belirlenmeli daha sonra önceki bilirkişiler dışında halen … ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir … elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte … araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafı ve amenajman planı … ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; 3402 sayılı Yasanın 20. maddesi uyarınca kök kaydın kapsamı belirlenmeli, yüz ölçüm artırım işlemi hazineyi bağlamıyor ise artırımdan önceki yüz ölçüme, artırım işlemi Hazineyi bağlıyor ise işlemden sonraki yüzölçüme değer verilerek kök kaydın
kapsamı belirlenmeli daha sonra bu kapsam içinde Şubat 1967 tarih 42 sayılı tapu kaydından ifrazen oluşan ve dava konusu taşınmazın tesbit dayanağı tapu kaydının yeri belirlenmeli; kök tapu kaydının kapsamı, orman veya ormandan açma değil ise Hazineyi bağlayan miktara değer verilerek miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmeli; tüm deliller birlikte değerlendirip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak … biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 28/12/2011 günü oybirliğiyle karar verildi.