YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/16171
KARAR NO : 2011/16243
KARAR TARİHİ : 29.12.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı … hükmün; Dairemizin 09/06/2011 gün ve 2011/4065 – 2011/7083 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
1) Dairemiz kararı, karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi 5841 sayılı Yasanın 2. maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 12. maddesinin üçüncü fıkrasına ve eklenen üçüncü tümcesinde yer alan “İddia ve taşınmazın niteliğine…” ibaresi Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararıyla iptal edilmiş olup, aynı gün ve 2009/31-27 sayılı kararıyla da kararın Resmi Gazetede yayımlanacağı güne kadar yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmiş ve gerekçeli karar 23.07.2011 tarihli ve 28003 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiğine göre mahkemece işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi yerinde olmadığına yönelik Daire bozma kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının bu yöne yönelik karar düzeltme isteminin REDDİNE, 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 442. maddesi uyarınca takdiren 203.00.- TL. para cezasının düzeltme isteyenden alınmasına,
2) Bozma ilamının işin esasına ilişkin bölümüne yönelik karar düzeltme isteğine gelince; Mahkemenin kararı hak düşürücü süre nedeniyle redde ilişkin olup, esas hakkında verilmiş bir karar bulunmamaktadır. Daire bozma kararının sadece hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı ve işin esası hakkında bir karar verilmesi yönünde olması gerektiği halde işin esası hakkında da açıklamalar da bulunulması maddi hataya dayalı olup, bu bölümlerin karardan çıkartılarak Daire kararının düzeltilmesi gerekmiştir.
Bu nedenlerle; Dairenin 09.06.2011 gün ve 2011/4065 – 7083 sayılı bozma ilamının 5, 6, 7, 8 ve son paragrafında … [Aynı gün temyiz incelemesi yapılan dosyalarda, aynı yerde bulunan taşınmazlara ilişkin olarak mahkemece, kesinleşmiş orman kadastrosu, eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve … fotoğraflarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen orman uzmanı bilirkişi, ziraat uzmanı bilirkişi ve … bilirkişi raporuyla, çekişmeli parsellerin öncesi itibariyle yüksek eğimli maki ve ormanlık alanların içinde yer aldığı, eğimlerinin % 12’den fazla olması nedeniyle, 6831 Sayılı Yasanın 1/J maddesine göre orman sayılan yerlerden olduğu, yakın tarihlerde ormandan açılmak suretiyle muz bahçesi ve tarla haline getirildiği, bitki örtüsü ve … yapısı bakımından sınırdaki devlet ormanı ile bütün oluşturacak, bu ormanlar ile aynı yapıdaki devlet ormanı olduğu, Orman Yönetimince geçirilen idari ve teknik orman sınırlarının belirlenmesi çalışmalarında dahi orman sınırları içinde gösterildiği, buna rağmen, 30.05.1988 tarihinde kesinleşen genel kadastro sırasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle gerçek kişi adına yapılan tesbit(ler)inin kesinleştiği, Orman Yönetimi tarafından yörede 1990 ila 1993 yıllarında 3302 sayılı Yasa
hükümlerine göre yapılıp 06.09.1993 ila 06.10.1993 tarihinde ilan edilen orman kadastrosunun iptali istemiyle hasımsız olarak açılan orman kadastrosuna itiraz davasının kabulüne ilişkin Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.07.2008 gün ve 2006/199-135 Sayılı kararıyla iptal edildiği belirlenmiştir.
Her şeyden önce, Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin sözü edilen 15.07.2008 tarihli hasımsız dava sonunda verdiği kararı, taraf olmayan davalı gerçek kişi(ler) yönünden kesin hüküm oluşturmasa da, somut olayda davanın tarafları için, orman kadastrosunun yasal olmadığı yönünde delil oluşturmaktadır..
Yüksek eğimli … ve makilerle kaplı alanlar orman ve … muhafaza karakteri taşıması nedeniyle 6831 sayılı Yasanın 1/J maddesinin karşıt anlamından hareketle aynı Yasanın 1. maddesinin birinci fıkrası gereğince orman sayılan yerlerden olup, Bilimsel ve teknik olarak … ve orman muhafaza karakteri taşıyacağı kabul edildiği gibi, 15.07.2004 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/p maddesi gereğince de, eğimi % 12’yi geçen yerler orman ve … muhafaza karakteri taşıdığından aynı Yönetmeliğin 26/i bendi gereğince orman olarak sınırlandırılır.
02.12.2003 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4999 sayılı Yasanın 3. maddesiyle değişik 6831 sayılı Yasanın 7. maddesinin birinci fıkrasıyla “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanların, hususi ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti ile 2’nci madde uygulamaları ile ilgili olarak kadastrosu kesinleşmiş yerlerde tespit edilen fenni hataların düzeltilmesi işleri orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” Hükmüyle, orman kadastro komisyonlarına, daha önce sınırlaması yapılmış olup da her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosunu yapma görev ve yetkisini verilmiştir. Keza 15.07.2004 günlü Resmî Gazete’de yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinin (a) bendinde de orman kadastro komisyonlarının aynı görev ve yetkisi tekrarlandıktan sonra 26/h maddesinde de “Her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanlar,”ın devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı öngörülmüştür. Orman Kadastro Komisyonlarına yasa ve yönetmelikle verilen bu yetkiyi ortadan kaldıracak ve kesin hüküm oluşturacak biçimde karar verilemez.
Açıklanan hususlar gözetilerek, Hazinenin ve katılan … Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken … olduğu biçimde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.] bölümlerinin çıkarılması ile diğer paragraf bölümlerinin aynen muhafazasına ve son paragraf olarak;
“Açıklanan hususlar gözetilerek, mahkemece yargılamaya devam edilip, işin esasına girilerek tarafların sav ve savunmaları ile deliller sorulup, toplanarak yöntemine uygun araştırma ve inceleme sonucu oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” şeklinde yazılması suretiyle DÜZELTİLMESİNE 29/12/2011 gününde oybirliği ile karar verildi.