YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/16107
KARAR NO : 2012/1439
KARAR TARİHİ : 08.02.2012
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, … ilçesi, … köyü, 144 ada 6 ve 7 parsel sayılı sırasıyla 13714,04 m² ve 5333,26 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve kullanım şerhi verilerek Hazine adına tarla niteliğiyle tespit edilmiştir. Davacı, dava konusu taşınmazların bir bütün olarak kendi kullanımında olmasına rağmen kadastro sırasında bölünüp 6 parselde kendi lehine 7 parselde ise taşınmazın kullanıcısı olmayan davalı kişi lehine kullanım şerhi verildiğini belirterek 144 ada 7 parselin de filli kullanıcısı olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, Kadastro Yasanının 28. maddesine göre ihtarlı davetiye tebliğine rağmen ilk duruşmaya gelerek delillerini ve dava konusunu bildirmediği gerekçesiyle davacının davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1983 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ile 28/09/1999- 28/03/2000 tarihleri arasında ilan edilip kesinleşen 3302 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2/B uygulaması vardır.
Kural olarak; kadastro davaları lehine tespit ya da kadastro komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. Dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Davanın saptanan bu niteliğine göre husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazineye yöneltilmesi zorunludur. Ancak; dava, sadece lehine kullanım şerhi verilen davalı gerçek kişiye husumet yöneltilerek açılmıştır. Mahkemece, eksik hasımla açılan davanın usulünce Hazineye yönlendirilmesi için davacı tarafa olanak sağlanarak taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasına girilip hüküm kurulması gerekirken eksik taraf teşkiliyle davanın sonuçlandırılması doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise; dava konusu edilen 144 ada 7 parsel hakkında tespit gibi tescile karar verilmeyerek taşınmaz hakkında sicil oluşturulmaması, davacı tarafından dava konusu edilmediği halde tutanak aslı dosyaya getirtilen 144 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tutanak aslının kadastro müdürlüğüne iadesine karar verilmesi gerekirken bu konuda herhangi bir karar verilmemesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı …’nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 08/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.