Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2011/15286 E. 2011/15999 K. 28.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/15286
KARAR NO : 2011/15999
KARAR TARİHİ : 28.12.2011

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında … köyü 231 ada 3 parsel sayılı 860,76 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Nisan 1334 tarih 24 ve 25, Eylül 1336 tarih 25, K. Sani 336 tarih 33, Nisan 1929 tarih 196, Aralık 1955 tarih 17, Şubat 1972 tarih 85 ve Mart 1976 tarih 125 nolu tapu kayıtları uygulanarak bahçe niteliğiyle davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı, Hazine davalı yararına imar – ihya ve kazandırıcı zamanaşımıyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın REDDİNE, çekişmeli taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece çekişmeli taşınmaz üzerinde davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değilir. Şöyle ki; … ilçesi … köyünde bulunan kalenin Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulunun 11/10/1984 gün ve 423 sayılı kararıyla korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillendiği, Samsun Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulunun 25/02/2010 gün ve 2466 sayılı kararıyla da 1. derece Arkeolojik Sit alanı olarak tescil edildiği Ordu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından bildirilmiştir. Bu nitelikteki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez. Ne var ki çekişmeli taşınmazın tesbit tapu kaydına istinaden yapılmıştır. Tapu kaydı mülkiyet belgesi olduğu gözönüne alındığında 2863 sayılı Yasanın 11.maddesinin somut olayda uygulama olanağının bulunmadığı kuşkusuzdur.
Bu nedenle mahkemece çekişmeli taşınmaza uygulanan Nisan 1334 tarih 24 ve 25, Eylül 1336 tarih 25, K. Sani 336 tarih 33, Nisan 1929 tarih 196, Aralık 1955 tarih 17, Şubat 1972 tarih 85 ve Mart 1976 tarih 125 nolu tapuların tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte getirtilerek, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kaydına dayanılan ve çekişmeli taşınmazlara komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edilmeli ve sonra
önceki bilirkişiler dışında seçilecek bir … elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte tesbite dayanak tapu kaydı mahalli bilirkişi eliyle mahallinde uygulanmalı, 3402 sayılı Yasanın 20. maddesi uyarınca tapuların kapsamı belirlenmeli dayanak tapular mahalline uyuyor ise tapu kaydının kapsadığı taşınmazları gösterir fenni bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, tapu kaydı kapsamında kalan bölüm yönünden davanın reddine, tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölüm yönünden ise zilyetlikle kazanılamayacağından reddine karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 28/12/2011 günü oybirliği ile karar verildi.