Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2011/13334 E. 2011/13827 K. 01.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/13334
KARAR NO : 2011/13827
KARAR TARİHİ : 01.12.2011

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … köyü 108 ada 12 parsel sayılı 5060.35 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, zeytinlik niteliğinde, belgesizden kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayalı olarak davalı adına tespit edilmiştir. Orman Yönetimi taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın tespitinin iptali ile bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 425.40 m2 bölümün orman niteliğinde Hazine, (B) harfi ile gösterilen 4634.95 m2’lik bölümünün tespit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1965 yılında Beşparmak Serisi içinde, hava fotoğrafı yöntemiyle orman kadastrosu yapılmış ve 23/11/1965 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir. Daha sonra 2005 yılında yapılıp, 18/04/2008 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde; (B) harfi ile gösterilen bölümünün ise kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Dosya arasında bulunan orman kadastro tutanak ve haritalarının incelenmesinden yörede ilk orman kadastrosunun 1965 yılında seri usulle ve yöreye ait hava fotoğraflarından yararlanılmak suretiyle yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu yöntemle yapılan orman kadastrosunda orman tahdit nokta ve hatları hava fotoğraflarına işlenmekte ve detay tarifleri günlük olarak düzenlenen tutanaklara yazılmaktadır. Arazi çalışmaları bitirildikten sonra hava fotoğrafları stereomikrometre – SGM4 aletiyle değerlendirilip orman sınır nokta ve hatları 1/10 000 ölçekli haritalar üzerine aktarılarak orman tahdit haritaları oluşturulmaktadır. Bir yörede orman kadastrosu hangi yöntemle yapılmışsa mahkemece uyuşmazlığın çözümünde de o yöntem uygulanmalıdır. Bu sınırın belirlenmesinde en doğru yol gösterici ise yine o tarihteki hava fotoğrafına yansıyan orman ve tarım alanlarının görüntüleridir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönde inceleme yapılmamış, fen ve orman bilirkişilerinden yörede ilk kez 1965 yılında yapılan orman kadastrosunda kullanılan, orman sınır, nokta ve hatlarının işlenmiş olduğu hava fotoğrafı ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de sözü edilen haritaların ölçeğine çevrildikten sonra, bu haritalar çekişmeli taşınmaz ile çevresini hep bir arada gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde ayrı ayrı gösteren müşterek imzalı rapor alınmamıştır. Dairenin iade kararı üzerine bilirkişilerden bu yönde ek rapor alınmıştır. Yöntemince düzenlenmiş olan bu rapor ve krokiye göre orman olduğuna karar verilen bölümler haricinde, ek raporda (HV1) ve (HV2) harfi ile gösterilen bölümlerinin daha kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı anlaşılmaktadır.
Mahkeme hükmüne esas alınan bilirkişi raporu ile ek rapor birbiri ile çelişkilidir. Bu durum bilirkişilerce yeterli inceleme ve araştırmanın yapılmadığı kanısını uyandırmaktadır.
Açıklanan nedenlerle mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte yörede ilk kez 1965 yılında yapılan orman kadastrosunda kullanılan, orman sınır, nokta ve hatlarının işlenmiş olduğu hava fotoğrafı ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de sözü edilen haritaların ölçeğine çevrildikten sonra, bu haritalar çekişmeli taşınmaz ile çevresini hep bir arada gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde ayrı ayrı gösteren müşterek imzalı rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 01/12/2011 günü oybirliği ile karar verildi.