YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11977
KARAR NO : 2011/12492
KARAR TARİHİ : 03.11.2011
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, … beldesi, … mahallesi, Karaçukur mevkii 139 ada 174 parsel sayılı 1133,33 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, yörede 1988 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılıp işlemin kesinleştiğini belirterek davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece; 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesi gereğince hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Bölgede, 3402 sayılı Yasa uygulamalarına esas olmak üzere 6831 sayılı Yasaya göre orman sınırlarının tespiti ve 2/B madde uygulaması yapılmıştır
14/03/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasasının 12. maddesinin 3.fıkrasına eklenen “bu hüküm iddianın ve taşınmazın niteliği ile devlet yada diğer kamu tüzel kişilikleri olsa dahi tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” hükmü ve 5841 sayılı Yasanın 3. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasasına eklenen geçici 10. maddesindeki (Bu Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır.) hükmü, Anayasa Mahkemesinin 12/5/2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararı ile iptal edilmiş olup, gerekçeli karar 23/07/2011 tarih ve 28003 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
Değinilen yönler gözetilerek, davacı Hazine tarafından çekişmeli taşınmazın, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasında bulunulduğu ve bu tür iddiaları içeren davalarda, yargısal uygulamada istikrar kazandığı üzere, 10 yıllık hak düşürücü süre ile bağlı kalınmaksızın her zaman dava açılabileceği gibi, hak düşürücü sürenin geçtiği de ileri sürülemeyeceğinden (Örnek karar:Yargıtay HGKnun 22.3.32000 Tarih 1-209/180 E.K. sayılı kararı…), mahkemece işin esasının incelenerek toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 03.11.2011 günü oybirliği ile karar verildi.