YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10230
KARAR NO : 2011/14493
KARAR TARİHİ : 12.12.2011
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında 101 ada 38, 113 ada 94, 454 ve 455 parsel sayılı sırasıyla 1354353,39 m², 2825079,47 m², 4164778,05 m² ve 398179,11 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu gerekçesiyle ham toprak vasfı ile davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı …, taşınmazların köye ait mera olduğu iddiasıyla, davacılar …, … ve …, 113 ada 455 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kendilerine ait 8000,00 m²’lik taşınmazın kaldığı iddiasıyla ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece, H.Y.U.Y.’nın 45. maddesi gereğince davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, kesin süre içerisinde keşif masrafları yatırılmadığından 3402 sayılı Yasanın 36/1. maddesi gereğince davanın reddine, çekişmeli 113 ada 94, 454 ve 455 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; mahkemece verilen bu ilk hüküm, davacılar vekili ve davacı … köy tüzelkişiliği tarafından temyiz edilmesi üzerine, hükmüne uyulan Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 19/03/2009 tarih ve 2009/1087-1766 sayılı kararıyla, kesin süre verildiğine dair ara kararının davacılara tebliğ edilmemesi nedeniyle kesin sürenin usulüne uygun olmadığı ve 101 ada 38 parsel sayılı taşınmaz hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacılar …, … ve …’ın 113 ada 455 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 8000,00 m²’lik bölümüne yönelik davalarını ispatlayamadıkları gerekçesiyle reddine, davacı … köy tüzelkişiliğinin davasının kabulüne ve dava konusu … köyü 101 ada 38, 113 ada 94, 454 ve 455 parsel sayılı taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına ve özel sicil defterine tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davacı köy tüzelkişiliğinin davasının kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; davacı gerçek kişilerin açtığı davanın reddine karar verildiği halde kendisini vekille temsil eden davalı Hazine lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; son bent olarak “ davalı Hazine kendisini vekille temsil ettirdiğinden 3402 sayılı Yasanın 31/son maddesi
gereği 200,00.-TL vekalet ücretinin davacı gerçek kişilerden alınarak davalı Hazineye verilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 12/12/2011 günü oybirliği ile karar verildi.