Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/9570 E. 2010/12737 K. 21.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9570
KARAR NO : 2010/12737
KARAR TARİHİ : 21.10.2010

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2006/15558-18013 sayılı 20.12.2006 günlü bozma kararında özetle: “mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; bir örneği dosyada yer alan tahdit haritasında 2449, 2450 ve 2451 nolu orman sınır noktalarını birleştiren hat ile karara dayanak alınan bilirkişiler tarafından düzenlenen krokide, aynı noktaları birleştiren hat arasında açı, eğim, yön ve uzaklık bakımından benzerlik yoktur. Tahdit haritası ile krokiler çelişkili olup, mahkemece bu yön üzerinde durularak çelişki giderilmemiştir. Tahdit haritası ile çelişen krokiye dayanılarak hüküm kurulamaz. Ayrıca yörede 1973 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastro çalışması seri bazında yapılmış olup, sadece orman tahdit harita ve tutanaklarının uygulanması çekişmeli taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığını belirlemede yetersizdir, taşınmazın resmi belgelerdeki konumunu da incelemek gerekmektedir. Bu nedenle; mahkemece, yeniden yapılacak keşifle 1973 yılına ilişkin kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı saptandığında taşınmazın orman niteliğinde olduğu kabul edilerek mahkemece temyize konu bölümlerle sınırlı olarak davanın kabulü yolunda hüküm kurulmalıdır. Ancak kesinleşen orman sınırları dışında kaldığı saptandığında ise yörede 1973 yılında yapılan orman kadastro çalışmasının seri bazında yapıldığı ve çekişmeli taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığı hususunun sadece orman kadastro çalışması ile belirlenemeyeceği düşünülerek taşınmazın resmi belgelerdeki konumunun incelemesinin gerektiği” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu … Köyü 216 ada 1 nolu taşınmazın 02.02.2010 günlü bilirkişi raporunda (B) ile gösterilen 1812,37 m² lik bölümünün tarla vasfı ile davalı adına tapuya kayıt ve tesciline, (A) ve (C) ile gösterilen taşınmazların orman tahdit sınırları içinde kaldıklarından orman niteliğiyle Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 25.06.1973 tarihinde seri bazında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 2004 yılında yapılıp dava tarihinde kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 21/10/2010 gününde oybirliği ile karar verildi.