Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/9419 E. 2010/11253 K. 28.09.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9419
KARAR NO : 2010/11253
KARAR TARİHİ : 28.09.2010

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 2004 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında … Köyü 131 ada 1 parsel sayılı 6400 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Ağustos 2002 tarih1 numaralı tapu kaydı uygulanmak suretiyle tarla niteliğinde davalı adına tespit edilmiş; Hazine, taşınmaza uygulanan tapu kaydının değişir sınırlı olduğu, bu nedenle miktarı ile geçerli sayılması gerektiği; evveliyatı orman olan, ormandan ve meradan kazanılan yerlerin zilyetlik ve zamanaşımı yolu ile edinilemeyeceğini ileri sürerek, tapu kaydı miktar fazlasının Hazine adına tescilini istemiş; mahkemece davanın reddi ile taşınmazın davalı adına tesciline karar verilmiş, hükmün davacı Hazine tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesince bozulmuştur. Hükmüne uyulan 27/03/2008 tarih, 2008/1139- 1281 sayılı bozma ilamında “her ne kadar mahkemece tespit dayanağı kaydın çekişmeli taşınmaza ait olduğu, kayıt miktar fazlası üzerinde ise tespit günüde davalı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı kabul edilmişse de yapılan araştırma Ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi rapor ve haritasında orman kadastro haritasının hangi poligon ve röper noktaları esas alınarak yerine uygulandığının anlaşılamadığı, taşınmazın orman tahdit haritasında konumunun da yeterli biçimde gösterilmediği, çekişmeli taşınmazın sınırında eylemli biçimde orman bulunup kayıt sınırlarının da orman okuduğu gözetildiğinde orman sayılan yerlerden olup olmadığının sağlıklı bir biçimde saptanması gerektiği belirtildikten sonra kesinleşen orman kadastrosu ile aplikasyon ve 2/B madde uygulamalarına ait harita ve tutanaklarının usulünce uygulanması; ilk orman kadastrosu ile aplikasyon harita ve tutanakları arasında çelişki bulunması halinde ilk orman kadastrosuna ait haritanın; bu uygulamaya ait harita ve tutanaklar arasında çelişki bulunması halinde ise tutanakların uyuşmazlığın çözümünde esas alınması, taşınmazın fiziksel yapısı, eğim durumu, ve çevresi incelenip 6831 Sayılı Yasanın 17/ 2 maddesi gereğince orman içi açıklık olup olmadığı da tartışılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk kez 1979 yılında 1744 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve sonuçları 15/11/1979 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra, … Köyü mülki sınırları içinde bulunan ormanların 3402 Sayılı Kadastro Kanunu uygulamalarına esas olmak üzere 6831 Sayılı Yasaya göre orman sınırlarının tespiti ile 1979 yılında yapılan sınırlamanın aplikasyonu ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması yapılmış, bu çalışma temyize konu davanın varlığı nedeniyle kesinleşmemiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman kadastro sınırları dışında kaldığı ve tapu kayıt miktar fazlası yönünden de zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Karara dayanak alınan uzman bilirkişi rapor ve krokisinde 3402 Sayılı Yasa uygulamalarına esas olmak üzere yapılan ve henüz kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde çalışması sonucu oluşturulan tahdit haritası uygulanmış, ancak çekişmeli taşınmazın 15/11/1979 tarihinde ilan edilmiş olan ilk
tahditteki konumu ile ilgili bilgi verilmemiştir. Oysa, aplikasyon tahdit olmayıp, aplikasyonun ilk tahdide uygun olmasının zorunluluğu vardır. Kesinleşen orman kadastro sınırlarını hiçbir merci ve makamın aplikasyonla bile olsa değiştirme yetkisi bulunmadığı ve aplikasyonun ilk orman sınırlandırmasına uygun olma zorunluluğu gözönüne alındığında, Yargıtay denetimine açık olmayan ve ilk orman tahdidi ile irtibatlandırılmayan krokiye dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenlerle; öncelikle, mahkemece çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk kez yapılan ve 15/11/1979 tarihinde ilan edilerek kesinleşen ilk orman kadastrosuna, daha sonra 3402 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 2/B madde çalışmasına ilişkin aslına göre renklendirilmiş ve orman sınır noktalarının açıkça okunabildiği onaylı orman kadastro haritaları ile tutanakları, dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ait ilk arazi kadastro paftasının orijinalinden fotokopisi bulundukları yerden getirtilerek dosya içine konulmalı, daha sonra, mahkemece önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç uzman orman mühendisi ile yeteri kadar harita mühendisi ya da fen ehlinden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile yapılacak keşifte, kesinleşen ilk orman kadastro haritası ve tutanaklarının yerel bilirkişilerin yardımı ve uzman bilirkişilerin eliyle ilk orman kadastrosundaki ölçü teknikleri ile ve eski tarihli memleket haritasında bulunan sabit noktaların bulundukları yerler zeminde tespit edilip, orman sınır noktalarının birer birer arazide bulunarak orman sınır noktalarının izledikleri tahdit hattı kadastro tespiti sırasında belirlenmiş olan çapları esas alınarak uygulanması suretiyle belirlenmeli, orman sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunmaması halinde ise, nedeni üzerinde durularak yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri saptanmalı, zeminde bulunamayan noktaların yerleri, zeminde halen var olan ve en yakın sabit orman sınır noktaları esas alınarak ve bu noktalardan hareketle yine orman kadastro tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup ölçülerek orman sınır noktalarının izledikleri tahdit hattına göre birer birer arazide bulunup röperlenmeli, aynı yöntemle aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin çalışma tutanak ve haritası uygulanmalı ve kadastro paftası üzerinde gösterilmeli, bilirkişi kuruluna çekişmeli taşınmazların ilk orman kadastrosuna ve daha sonra aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin tutanak ve haritalara göre konumunu gösteren ve bu belgelerle irtibatlı ve ayrı renklerde işaretli, orman kadastro haritaları arazi kadastrosu ile ölçekleri özel aletlerle denkleştirilmiş kroki çizdirilmeli, taşınmazların orman kadastrosuna göre konumunun duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalıdır. Yapılacak uygulama sonucunda ilk orman kadastrosu ile aplikasyon çalışmasının birbiri ile uyumlu olmadığının saptanması halinde aplikasyonun işleminin yeni bir kadastro işlemi olmayıp, kesinleşen orman kadastrosunda yazılı orman sınır noktalarının yenilenmesi, başka anlatımla güncelleştirilmesinden ibaret olduğunun düşünülmesi, ilk orman kadastrosuna ait tutanaklarda tarif edilen orman sınır noktaları ve tutanaklarda yazılı sınırlara değer verilerek orman sınırlarının belirlenmesi gerekir. Bundan ayrı dosyaya getirtilen orijinal orman kadastro haritasından çekişmeli taşınmazın içinde yer aldığı P. 14 numaralı poligonda bir kayma oluştuğu gözlendiğinden, bilirkişilerce bu durum üzerinde durulup nedeni açıklanmalı, doğru uygulamanın hangisi olduğu belirtilmeli, Sulh Ceza Mahkemesine ait sanığı dosyamız davalısı …olan ve Orman Yasasına aykırı eylemi nedeniyle cezalandırılması yönünde hüküm kurulmuş olan 2003/ 21 esas sayılı dava dosyasındaki suça konu yer belirlenip, çekişmeli taşınmazla ilgisi tespit edilmelidir. Değinilen yönler gözetilmeksizin kurulan hüküm usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 28/09/2010 günü oybirliği ile karar verildi.