Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/8999 E. 2010/12205 K. 12.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/8999
KARAR NO : 2010/12205
KARAR TARİHİ : 12.10.2010

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 30/9/2009 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi katılan … ve … vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 14/09/2010 günü için yapılan tebligat üzerine,duruşmalı temyiz eden, katılan … ve … vekili avukat … … geldi, karşı taraftan, davacı HAZİNE vekili avukat…, katılan davacı … YÖNETİMİ vekili avukat … … geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. … karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında, dava konusu Çiftlik köyü … mevkiinde 2151 parsel sayılı taşınmaz 27288 m2 yüzölçümü ve tarla niteliğinde 110 numaralı iskan kaydına dayanılarak … karısı … ve oğlu … mirasçıları … … ve arkadaşları adına tespit edilmiştir.
Davacı HAZİNE, davaya konu yerin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan cebel niteliğindeki yerlerden olduğunu ileri sürerek Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.Tespit maliki davalılar dava konusu taşınmazın miras bırakanlarına iskanen verilen yerlerden olduğundan davanın reddini istemişler, … ve ark. 17.05.1993 tarihli dilekçe ile çekişmeli yere paydaş olduklarını belirterek, payları oranında adlarına tescili istemiyle davaya katılmışlar, ORMAN YÖNETİMİ ise, 17.01.1996 tarihli dilekçe ile çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla ve orman niteliğinde hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle davaya katılmıştır
Mahkemece,28.6.1996 gün ve 1988/102 -1996/12 sayılı karar ile davacı Hazinenin ve katılanların davasının reddine, katılan davacı … Yönetiminin davasının kabulüne, dava konusu taşınmazın orman niteliğinde hazine adına tesciline karar verilmiş, davalılar tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 17.11.1998 gün ve 1998/4669 – 11062 sayılı bozma karırı ile “Araştırma ve inceleme yeterli olmadığından, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilerek, yeniden yapılacak keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmesi, kesinleşmemiş orman kadastrosu söz konusu olduğuna göre uzman bilirkişiler eli ile yerine uygulanacak orman kadastro haritası ile irtibatlı taşınmazın konumunu gösteren ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmesi, ayrıca sayılan diğer belgelerin uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp çekişmeli taşınmazın memleket haritasına göre konumu saptanıp bu haritayla irtibatının duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren kroki düzenlettirilip bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınması, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde orman niteliği ile Hazine adına tapuya
tesciline karar verilmesi, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun saptanması halinde ise, davalı tarafın iskan kaydına dayanması ve 2510 Sayılı İskan Yasasında açık bir hüküm yer almamasına rağmen 1944 tarih 30 sayılı yazıda içtihadı birleştirme kararı uyarınca önemli olan hususun temlik ve tahsisin idari bir işlemle yapılması zorunluluğu olduğu, temlik işlemi tamamlanmış ise taşınmazın kazanılması için ayrıca zilyetlik koşulunun aranmayacağı, dağıtım cetvelinin onaylanması ile taşınmazı mülkiyetinin onay gününde dağıtılan kişiye geçeceği bu hususun tanıkla değil tahsisin yapıldığını gösteren bir belge ile kanıtlanacağı davalı tarafın elinde murislerine sancak mevkiinde iki taşınmaz verildiğine dair iskan kaydı bulunduğu, iskan kayıtlarının zamanın mülki idare amiri tarafından tasdik edildiğinin dosya arasında yer alan köy hizmetleri … İl Müdürlüğünün yazısında belirtildiği, ancak iskan kayıtlarının sınırlarını gösteren defter bölümünün yırtıldığının dosya arasındaki belgelerden anlaşıldığı, iskan kaydı sınırlarının yırtık olduğundan sınırlarının tespitinin mümkün olmadığı ve taşınmazda zilyet olduklarına dair tanık anlatımına rastlanılmadığından bahisle yerel mahkemece çekişmeli taşınmazın davalı tarafın murislerine iskanen verildiği iddiasının kabul edilemeyeceği gerekçesi ile sonuca ulaşılması ve keşif mahallinde dinlenmesi gerektiği halde tanıkların duruşmada dinlenmesinin yerinde olmadığı davalı tarafın murislerine sancak mevkiinde iskanen yer verildiğine dair dosyada iki tane iskan kaydı bulunduğu, çekişmeli 2151 parsel sayılı taşınmazın sancak mevkiinde yer aldığı, davalıların sancak mevkiinde başka bir taşınmazlarının da bulunmadığı dosya kapsamından anlaşıldığı, iskan kayıtlarının sınırlarının yırtılmış olmasından davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı gibi aleyhlerine de yorumlanamayacağından, mahkemece yaşlı,tarafsız,… yerel bilirkişi ve tanıklar keşif mahallinde dinlenilmek suretiyle davalı tarafın murislerine sancak mevkiinde iskanen verilen yerin çekişmeli 2151 parsel sayılı taşınmaz olup olmadığı hususu sorularak saptanması, iskan kayıtlarının çekişmeli yere ait olduğu sonucuna varılması durumunda birbirine bitişik olduğu ileri sürülen iskan kayıtlarının toplam miktarı, 10 dönüm 4 evlek olduğundan fen elemanı bilirkişiye çekişmeli 2151 parsel sayılı taşınmazın iskan kayıtlarının toplam miktarı ile geçerli kapsamı ile iskan kayıtlarının miktar fazlasını oluşturan kesimlerini gösteren ayrı ayrı renklerle işaretli kroki düzenlettirilmesi, iskan kayıtlarının toplam miktarı ile geçerli kapsamı içinde kalan bölümü bakımından ayrıca zilyetlik koşulu aranmasına gerek bulunmadığından bu kısım yönünden Hazinenin davasının reddedilmesi,iskan kayıtlarının miktar fazlasını oluşturan bölüm bakımından ise bu kesimin Rumlardan metruken Hazineye kalıp dağıtıma tabii tutulmadığı özel mülkiyete konu teşkil etmeyecek niteliğinde olduğundan davalı tarafın bu kısım üzerinde hak iddia edemeyeceği, ancak yerel mahkemece verilen ilk kararda taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş olup bu karar Hazine tarafından temyiz edilmediğinde miktar fazlasını oluşturan kesimin orman niteliğinin Hazine bakımından kesinleştiği yönleri de nazara alınarak hazinenin davasının kabulü ile orman niteliğinde Hazine adına tesciline karar verilmesi gereğine” değinilmiştir
Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra, 31.03.2005 gün ve 1999/1- 2005/3 sayılı karar ile dava konusu taşınmazın tamamının orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, kararın,katılan … yönetimi ile katılan … tarafından temyiz edilmesi üzerine,Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 07.02.2006 gün ve 2005/11079 -2006/1095 sayılı bozma kararı ile” ilk bozmadan sonra orman bilirkişi kurulu aracılığıyla 3 kez keşif yapılarak resmi belgelere dayalı,raporlar alındığı,1.keşifteki ormancı bilirkişiler kurulunun taşınmazın tamamen orman sayılmayan 2.keşifteki kurulun kısmen orman sayılan 3.keşifteki kurulun ise taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu belirttikleri, mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki üzerine durulup bu çelişkiler giderilmeden son keşifteki bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulduğu, hükme dayanak olan kurul raporunun ilk 2 raporla çelişik olduğu gibi memleket haritası ve kadastro paftası ölçekleri eşitlenip birbiri üzerine aplike edilmediği için denetlenemediği, diğer iki keşifte dinlenen uzman orman bilirkişilerinin taşınmazın konumunun memleket haritası üzerinde aynı şekilde ve farklı yerlerde gösterdikleri birbiriyle çelişen ve denetlenemeyen bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamayacağı, mahkemece eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip
önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi, 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumunun saptanması, tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45 maddesinin ilgili fıkralarının Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K. 14.3.1989 gün ve 35/13 E.K ve 13.06.1989 gün 7/25 E.K sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olduğundan bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi salt orman toprağının orman sayılan yer olduğunun düşünülmesi, toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresinin incelenmesi, orman kadastrosu kesinleşmediğine göre fen ve uzman orman bilirkişileri eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı taşınmazın konumunu gösteren orijinal renkli memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parseller ile birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmesi, yalnız büro incelemesine değil uygulamaya ve araştırmaya dayalı bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınması, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde ise iskan kayıtlarının 17.11.1998 tarihli bozma kararında açıklandığı şekilde uygulanarak çekişmeli taşınmaza ait olduğunun saptanması halinde miktarı ile geçerli bölüm yönünden ayrıca zilyetlik koşulu aranmaksızın Hazinenin davasının reddine, miktar fazlası bölümün ise orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak katılanların, davacıların ve HAZİNENİN davasının REDDİNE, katılan davacı … Yönetiminin davasının KABULÜNE, Çiftlik Köyü, … mevkii 2151 parsel sayılı taşınmazın orman niteliğinde Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı HAZİNE vekili ile katılanlar … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 03.05.1989 tarihinde ilan edilen ancak eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 750.00.-TL vekalet ücretinin katılanlar … ve …’dan alınarak HAZİNE ve ORMAN YÖNETİMİ’ne verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının katılanlar … ve …’na yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 12/10/2010 gününde oybirliği ile karar verildi.