Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/8667 E. 2010/11268 K. 28.09.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/8667
KARAR NO : 2010/11268
KARAR TARİHİ : 28.09.2010

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında dava konusu … İLÇESİ, … KÖYÜ, 117 ada 2 parsel sayılı taşınmaz 6462,77 m2 yüzölçümünde fındıklık niteliğinde kazandırıcı zamananaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit edilmiştir
Davacı … Yönetimi, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu halde, 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. madde hükmüne göre yapılan orman kadastrosu sırasında orman niteliğinde Hazine adına tespit edilen 101 ada 1 sayılı parsel dışında bırakılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, 101 ada 1 parsele ilave edilerek orman nitelinde hazine adına tescili istemiyle Kadastro Mahkemesinin 2008/2 esas sayılı dosyasında dava açmıştır.Yargılama sırasında yargılamanın daha sağlıklı yapılabileceği gerekçesiyle davaya konu parsel hakkındaki dava tefrik edilmiştir. Hazine davacı yanında davaya katılmıştır.
Mahkemece davanın KABULÜNE, dava konusu parselin orman niteliği ile HAZİNE adına TESCİLİNE karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. madde hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve çekişmeli taşınmazın eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman alanı olarak gözüktüğü gibi 2009 yılında yapılan keşif sırasında taşınmaz üzerinde 5-15 yıllık fındık ağaçlarının bulunduğu, eğiminin bitişik parsellerle birlikte % 30-90 olduğu, içinde 50-60 yaşlarında kümeler halinde kestane türünde orman ağaçları bulunduğu gibi, kayın türünde orman ağacına dair kök kalıntılarının yer aldığı ve ormandan açılarak elde edildiği, aynı gün incelemesi yapılan öncesi bütün olduğu ileri sürülen 117 ada 1, 2 ve 4 nolu parsel dosyalarına verilen 3 kişilik orman mühendisi raporlarından anlaşıldığı, davalıların dayandıkları Mart 1307 tarih 230 ve bunun pay gittisi olan Şubat 1957 tarih 79 nolu tapu kaydının 2 dönüm miktarı sınırları çay, dere ve orman olup, yine dayanılan Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.07.1960 gün 1956/239-170 sayılı dayanağı ölçeksiz krokide dava konusu olanın 8218 m2 olarak ölçüldüğü, oysa birbirinden ayrıldığı iddia edilen 117 ada 1, 2, 3 ve 4 parsellerin sırasıyla 3867,17 m2,
6462,77 m2, 6541,77 m2, 3157 m2 olup, toplamlarının tapu miktarından ve Sulh Hukuk Mahkemesinin 1956/239-170 sayılı dosyanın karar dayanağı krokideki taşınmazın miktarının çok olduğu anlaşıldığından sözü edilen tapu kaydının ve mahkeme kararına konu olan yerin taşınmazlarla ilgisinin bulunmadığı anlaşıldığı gibi, davalıların kullandığı taşınmaz bölümünün bir kısmının bu parsellerin uzantısında ve kuzeybatısında Çakırlı Köyü çalışma alanında kaldığı ve Çakırlı Köyü sahasında kalan mahkemenin 2009/159 (Dairenin 2010/8667 E.) sayılı dosyasındaki fen bilirkişi krokisinde 6612 m2 (B) bölümünün 983 m2 olduğu bildirilmiş olup, bu bölümlerin toplamının tapu kaydı miktarından ve Sulh Hukuk Mahkemesinin dosyasındaki kararın dayanağı krokiler miktarından fazla olup, Sulh Hukuk Mahkemesinin 1956/239 E. sayılı dosyasında 14.07.1957 tarihinde yapılan keşif sırasında taşınmazın batısında yaz ve kış mevsiminde suyu kurumayan çay ve kuzeyde de derenin bulunduğunun söylendiği, memleket haritasında dava konusu 117 ada 1 ila 4 parsellerin sınırında herhangi çay ve dere bulunmadığı, derenin dava konusu parsellerin batısında ve uzağında Çakırlı Köyü çalışma alanı içinde göründüğü, sözü edilen çay ve dere sabit sınır olması halinde dahi 117 adada kalan bu parsellerin kayıt miktarı dışında, keza Sulh Hukuk Mahkemesinin 1956/239 sayılı dosyasının dayanağı krokinin de dışında kaldığının açıkça belli olduğu, bu haliyle Sulh Hukuk Mahkemesinin dosyasındaki keşif sırasında keşif tutanağına geçirilen bulgular dahi sözü edilen mahkeme kararının dava konusu taşınmaza ait olmadığının açık kanıtı olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 28/09/2010 gününde oybirliği ile karar verildi.