Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/7129 E. 2010/10210 K. 15.07.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7129
KARAR NO : 2010/10210
KARAR TARİHİ : 15.07.2010

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 14/09/2009 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, tayin olunan 13/07/2010 günü için yapılan tebligat üzerine, duruşmalı temyiz eden, davalı … geldi, karşı taraftan davacı … YÖNETİMİ vekili avukat … geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında davaya konu … Köyü 312 ada 4 parsel sayılı taşınmaz, 3883,24 m2 yüzölçümünde ve tarla niteliğinde belgesiz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit edilmiştir. Davacı … YÖNETİMİ, davaya konu taşınmazın orman sayılan yerlerden oluğu ve özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek, orman niteliğinde Hazine adına tescili istemiyle,davacı gerçek kişi ise zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taşınmazın maliki olduğu iddiasıyla dava açmışlar, davalar arasındaki bağlantı nedeniyle birleştirilmiştir Mahkemece, davacı gerçek kişinin davasının REDDİNE, davacı … YÖNETİMİNİN davasının KABULÜNE, davaya konu taşınmazın orman niteliği ile, Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1967 yılında yapılıp tesbit tarihinden önce kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1980 yılında yapılarak kesinleşen ilk orman kadastrosunun aplikasyonu ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ve 1991 yılında yapılarak dava tarihinden önce kesinleşen 2/B madde uygulaması vardır.
Her ne kadar mahkemece çekişmeli taşınmazın 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 14 ve 17. maddesine göre imar ve ihyaya dayalı zilyetlikle kazanmaya elverişli yerlerden olmadığı gerekçesi ile Orman Yönetiminin davası kabul edilmiş ise de, yapılan araştırma inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; Orman Yönetimi, orman iddiasıyla dava açtığına göre, çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması gerekir. Karara dayanak alınan uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşen orman kadastrosuna dayalı olarak yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın içinde yer aldığı belirtilen 120 numaralı iç poligon ile yakınındaki 125 ve 191 numaralı orman sayılmayan iç poligonları da gösterecek biçimde ve arazi kadastro paftası ile çakıştırılmış ölçekli kroki çizdirilerek taşınmazın ve çevresinin konumu gösterilmediği için bilirkişi raporu bu hali ile taşınmazın orman niteliği ve hukuki durumunu göstermekten uzaktır.
Bu nedenle; önceki bilirkişiler dışında halen … ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu … memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6831 Sayılı Orman Yasasına Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Yasanın 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde … “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, … fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde … esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda … mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan … fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, çekişmeli taşınmazın içinde yer aldığı belirtilen 120 numaralı iç poligon ile yakınındaki 125 (826-877 OS ) ve 191(814 OS….) numaralı ve yine 810-811-812-813 numaralı ve 303-304 numaralı orman sınır noktaları ile sınırlandırılmış orman sayılmayan iç poligonları da gösterecek biçimde orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda … Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde … tutanakların düzenlenmesine esas alınan … fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmelidir.
Yukarıdaki yöntemle yapılan araştırma sonucu taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı dışında kaldığı ve Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katıldığı takdirde, taşınmazın 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 14 ve 17. maddesine göre imar ve ihyaya dayalı zilyetlikle kazanmaya elverişli yerlerden olup olmadığı araştırılıp toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı …’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 750.00.- TL. vekalet ücretinin davacı … YÖNETİMİ’nden alınarak, davalı …’a verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 15/7/2010 gününde oybirliği ile karar verildi .