YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6985
KARAR NO : 2010/12415
KARAR TARİHİ : 14.10.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil, el atmanın önlenmesi ve kal davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Oramn Yönetimi ve davalı gerçek kişiler tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … Yönetimi 12.07.2006 tarihli dilekçesiyle, … idari sınırlar ayrılmakla (… Köyü) 158 sayılı parselin bulunduğu yörede ilk orman tahditinin 1944 yılında yapılıp kesinleştiğini, daha sonra aynı yerde aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B uygulaması sırasında, 4785 sayılı yasa hükümlerine göre devletleşen devlet ormanı niteliğiyle orman olarak sınırlandırıldığını, hukuki dayanaktan yoksun ve yolsuz tescil niteliğindeki davalı adına olan tapu kaydının iptalini ve Hazine adına tescilini, davalının el atmasının önlenmesini, üzerindeki binaların kal ini, istemiştir. Mahkemece davanın KISMEN KABULÜNE, çekişmeli … köyü 158 sayılı parselin 27.03.2009 tarihli fen bilirkişi krokisinde (A1) ve (A2) ile gösterilen toplam 1589,25 m2 yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, bu kısım açısından davalıların el atmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm orman yönetimi ile davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptaline ve orman olarak tesciline, el atmanın önlenmesine ve kal e ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1944 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1993 yılında yapılıp, 30.12.1993 ila 30.05.1994 tarihlerinde ilan edilen, ilk orman kadastrosunun aplikasyonu, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B Madde uygulaması vardır.
… Köyü (Kötürüm mevkii) 158 parsel sayılı 24400 m2 yüzölçmündeki taşınmaz tarla niteliğiyle Nisan 1289 Y tarih ve 75 sıra numaralı tapu kaydı ile … … adına 21.04.1954 tarihinde tesbiti 24.01.1955 ila 28.02.1955 tarihlerinde yapılan ilan sonunda kesinleşerek tesbit gibi tapuya tescil edilmiş, 0intikal taksim ve satışlalr sonunda paylı olarak …, … ve … adına kayıt edilmiş, … payını 22.03.2006 tarihide… satmış, Orman Yönetimi davasının yeni paylı sahibi… yöneltmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman ve fen bilirkişiler tarafından kesinleşen orman kadastrosuna ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uygulanması sonucu dava konusu taşınmazın fen bilirkişi krokisinde (A1) ve (A2) ile gösterilen toplam 1589,25 m2 yüzölçümündeki bölümünün 1944 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde, taşınmazın diğer bölümlerinin ise kesinleşen orman
kadastrosu sınırları dışında kaldığı, (A1) ve (A2) ile gösterilen bu bölümler daha önce yapılan orman kadastrosunun sınırları içinde olduğu halde, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu göz önünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet … kazandırmayacağı ve T.M.Y.’nın 1026. (E.M.Y. 934 – İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet … kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.’nın 1023. (E.M.Y.931 – İsviçre M.Y.974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanamayacağı belirlenerek (A1) ve (A2) ile gösterilen bölümlere ilişkin davanın kabulüne, çekişmeli parselin diğer bölümlerinin tapu kaydın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 14.10.2010 günü oybirliğiyle karar verildi.