Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/5917 E. 2010/9310 K. 30.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5917
KARAR NO : 2010/9310
KARAR TARİHİ : 30.06.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil ve şerhin silinmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davanın tüm tarafları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında … Köyü 103 parsel sayılı 9.520 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 145 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … Ocun adına tespit edilmiş itirazsız kesinleşmiş, satış yoluyla …’e geçmiştir.
2859 Sayılı Yasa uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sırasında 9.273,07 m2 yüzölçümlü olarak 107 ada 131 parsel numarasını almış olup beyanlar hanesine 09.11.1992 tarihinde “orman sınırları içinde kaldığı bildirilmiştir” şerhi konulmuştur….; 107 ada 131 parselin beyanlar hanesine konulan orman şerhinin silinmesi istemiyle, … ile Maliye Bakanlığı, çekişmeli taşınmazın 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı, tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tapuya tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece, dava dosyaları birleştirildikten sonra davanın kısmen kabulüne, orman ve … bilirkişi tarafından ortak düzenlenen krokili raporda (A) ile işaretlenen bölümünün tapu kaydının iptal edilerek 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına tapuya tesciline, (B) ile işaretlenen kesiminin beyanlar hanesindeki orman şerhinin silinerek … adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davanın tüm tarafları tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, beyanlar hanesindeki orman şerhinin silinmesi ve 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasına dayalı tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1945 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, 1958 yılında genel arazi kadastrosu, 21.11.1991 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
1- Mahkeme hükmü davalı … yönetimi vekiline 11.2.2010 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise, H.Y.U.Y.’nın 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra orman yönetimi vekili tarafından 12.3.2010 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
…, Maliye Bakanlığı ve …’in temyiz itirazlarına gelince; … Köyünde 1947 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunda dava konusu taşınmazın (A) ile işaretlenen bölümü, …Devlet Ormanı sınırları içinde bırakılmış, 1958 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise taşınmazın, daha önce yapılan orman kadastrosu sınırları içinde olduğu gözönünde bulundurulmadan, hata sonucu ikinci kere kadastrosu yapılarak, kişi adına özel mülk olarak tespit ve yolsuz olarak tescil edilmiş, daha sonra 21.11.1991 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 2/B madde uygulaması sırasında taşınmazın (A) ile işaretlenen kesimi Hazine adına orman rejimi dışına çıkarılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman ve … bilirkişiler tarafından kesinleşen orman kadastrosuna ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uygulanması sonucu dava konusu parselin (A) ile işaretlenen bölümü 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, daha önce yapılan orman kadastrosunun sınırları içinde olduğu halde, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu gözönünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve T.M.Y.nın 1026. (E.M.Y. 934-İsviçre M.Y. 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanama olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davacı … davalı kişiye hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı, başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihden itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.’nın 1023. (E.M.Y.931-İsviçre M.Y.974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanamayacağı, davalının bu taşınmazı satın alırken ödediği bedeli taşınmazı kendisine satanlardan koşulları varsa sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri alabileceği tapu ve zilyedlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, anayasa ve yasalarda ormanların tevziiye tabi tutulacağı yönünde hiçbir hüküm bulunmadığı, yörede çalışan makiye ayırma komisyonu yasa ve yönetmelik hükümlerine göre kurulmadığı gibi, yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun çalışmadığı, uygulanabilir bir harita çizmediği, eylemli ve yüksek eğimli devlet ormanlarını da makiye ayırdığı bu nedenle yaptıkları çalışmalara değer verilemeyeceği, kaldı ki, Orman Genel Müdürlüğünün 16.01.1960 gün ve 235 sayılı genelgesi uyarınca, İstanbul Orman Baş Müdürlüğünün 09.08.1962 gün ve 10.11.00-3/778 sayılı emri gereği yapılan çalışmada makiye ayrılan yerlerin yeniden incelendiği, ve 24.12.1962 günlü raporun düzenlendiği, bu raporda makiye ayrılan sahalarda sathi erezyonun görüldüğü, sahadanın % 30-50 eğimli, 20-40 yaşlarında meşe kayın, kestane ve ıhlamur ağaçlarından oluşan eylemli orman alanı olduğu, son maki talimatnamesine göre muhafaza karakteri taşıdığı, bu yerlerin orman rejimi dışına çıkarılmaması gerektiği, 6831 Sayılı Yasanın 1-J kapsamına girmediği, önceden maki olarak ayrılan 388 Hektarlık iki parça alanın maki olmayıp orman olarak mütalaa edilmesi gerektiği, … tevzii komisyonunca tevziye tabi tutulan bu alanda ıslah ve değişiklik yapılması imkanı bulunmadığı kaydıyla 02.01.1963 tarihinde onanmak suretiyle, yörede yapılan makiye ayırma işlemenin iptal edildiği gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, … ve Orman Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve …
…’in temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ :1- Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle; davalı … Yönetiminin temyiz dilekçesinin SÜRE YÖNÜNDEN REDDİNE, yatırmış olduğu peşin temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine,
2- Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle; …, Maliye Bakanlığı ve …’in temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda … onama harcının gerçek kişiye yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 30/06/2010 günü oybirliğiyle karar verildi.