YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5877
KARAR NO : 2010/9062
KARAR TARİHİ : 24.06.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki beyanlar hanesine şerh yazılması davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı …, 24.08.2009 günlü dilekçesiyle, tapuda orman niteliğiyle Hazine adına kayıtlı olan … Köyü…Mevkii 1021 sayılı parselin üzerinde bulunan zeytinlerin kendisine ait olduğu halde tapunun beyanlar hanesinde buna ilişkin şerh yazılmadığı, parselin üzerindeki kendisine ait fıstık çamı ve zeytin ağaçlarının kendisine ait olduğunun beyanlar hanesine yazılmasını istemiştir. Mahkemece davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, hükmen orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen parselin tapu kaydının beyanlar hanesine, taşınmaz üzerindeki zeytin ve fıstık çamlarının aidiyetine ilişkin şerh yazılmasına ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ilk orman kadastro işlemi 1948 yılında yapılıp, 1949 yılında kesinleşmiş, daha sonra 1975 yılında yapılan aplikasyon ve 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması 1976 yılında ilan edilmiş ve dava tarihinden önce kesinleşmiştir.
… Köyü 1021 parsel sayılı 23600 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, zeytinlik niteliğiyle Temmuz 1983 gün ve 10 sıra numaralı tapu kaydı ile öncesinde dava dışı 1009, 1011, 1013, 1014, 1017, 1018, 1019, 1010, 1020, 1021, 1022, 1023, 1029, 1030, 1037, 1039, 1041, 1092, 1096 ila 1106, 1111 ila 1117, 1127 ila 1140, 1204 ila 1206 sayılı parsellerin bir bütün olarak kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde olduğundan söz edilerek17.08.1982 tarihinde Hazine adına tesbit edilmiş, Orman Yönetimi tarafından, 1021 sayılı parsel ve daha bir çok parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan bölümlerinin tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle açtığı davanın kısmen kabulüne, 1021 sayılı parselin bilirkişi krokisinde (A) ve (B) ile gösterilen 14050 m2 ve ve 7025 m2 yüzölçümündeki bölümlerinin tesbitinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, bu bölümlerin beyanlar hanesinde yer alan muhdesata ilişkin şerlerin silinmesine, aynı krokide (C) ile gösterilen 2525 m2 yüzölçümlündeki bölüme ilişkin davanın reddine ve bu bölümün tesbit gibi tesciline ilişkin kararının, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01.06.1994 gün ve 1993/4934-6272 sayılı kararıyla onandıktan sonra kesinleşmesiyle, orman sayılan yer olduğu belirlenen (A) ile gösterilen 14050 m2 yüzölçümündeki bölüm 1021 parsel sayısı, (B) ile gösterilen 7025 m2 yüzölçümündeki bölüm 3456 parsel sayısı ile, tarla olarak tesciline karar verilen (C) bölümü ise 3457 parsel sayısı ile 08.08.1994 tarihinde tapuya kayıt edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde bırakılan devlet ormanı olduğu belirlenerek orman
niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline ilişkin Kadastro Mahkemesi kararının Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği, devlet ormanlarında zilyetliğin hukuki değeri bulunmadığı gibi, devlet ormanları üzerindeki zilyetlik ve devlet ormanlarından ağaç kesmek, aşılamak gibi eylemlerle kullanmanın suç teşkil edeceği, Sulh Ceza Mahkemesinin, taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde olduğu belirlense de, taşınmaz için ecrimisil ödenmesi, bu nedenle suç kastının bulunmadığı gerekçesiyle …’nun beraatine ilişkin kararının kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamasa da, bu kararın gerekçesi ve maddi vakıaya göre Orman Yönetimi açısından kesin hüküm oluşturmayacağı ve yönetimi bağlamayacağı, bu nedenle muhdesata yada kullanıma ilişkin şerh yazılamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı gerçek kişinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda … onaman harcının temyiz eden gerçek kişiye yükletilmesine 24/06/2010 günü oybirliği ile karar verildi.