Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/5474 E. 2010/9105 K. 28.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5474
KARAR NO : 2010/9105
KARAR TARİHİ : 28.06.2010

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi (Müstemir Yetkili)

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09.11.2006 tarih … sayılı bozma kararında özetle; “Hükme esas alınan uzman orman ve … bilirkişilerinin müşterek olarak düzenledikleri raporda çekişmeli taşınmazın zemindeki yeri ile paftanın ölçü değerlerinin birbirine uyduğu, ancak kadastro paftasına yanlış tersim edildiği, ölçü değerlerinin zemindeki durumu doğruladığı, paftadaki konum yerine zemindeki ve ölçü değerlerine bağlı kalınarak uygulama yaptıklarını açıklayarak çekişmeli taşınmazın yörede kesinleşen orman kadastro çalışmalarına göre konumunu açıklamadığı ve bunu gösteren kroki sunulmadığı, Dairemizde aynı gün temyiz incelemesi yapılan ve Orman Yönetimi tarafından aynı sebeplerle açılan dosyalarda orman kadastro çalışmalarına ilişkin evrakların eksik olduğu, çekişmeli taşınmazın bulunduğu … Köyünde ilk orman kadastrosunun 1948 yılında yapıldığı, 1949 yılında kesinleştiği, 1976 yılında 1744 Sayılı Yasaya göre aplikasyon ve 2. madde çalışmalarının yapıldığı, 27.10.1977 tarihinde ilan edildiği, itirazlı yerlerde inceleme sonucunun 16.10.1978 tarihinde ilan edildiği, 1979 yılında kesinleştiği, 07.08.1984 tarihinde sınırlaması yapılmayan ormanların kadastrosu, önceki orman kadastro çalışmalarının aplikasyonu ve 2/B madde uygulaması yapmak üzere orman kadastro komisyonunun çalışmalarına başladığı, 13.08.1984 tarihinde bitirildiği, ancak ilan edilerek kesinleşip kesinleşmediğinin belli olmadığı, 1995 yılında 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince aplikasyon ve 2/B madde uygulaması yapıldığı, arazi kadastro tutanakları ile birlikte ilan edildiği, açılan dava nedeniyle kesinleşmediği, çekişmeli taşınmazın bulunduğu kadastro paftasının tamamının getirtilmediği, bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda çekişmeli taşınmazın orman tahdidine göre orman sınırları içinde kalıp kalmadığı açıklanmış ise de, 1949 yılında kesinleşen ilk tahdit haritası ile 1979’da kesinleşen aplikasyon ve 1995 yılında yapılan aplikasyon haritalarının birbirine benzemediği halde nedenlerinin açıklanmadığı, uygulamanın ne şekilde yapıldığı, orman tahdit haritası ile kadastro paftasının ölçeklerinin eşitlenip eşitlenmediği ve uygulamanın hangi tarihteki orman kadastro haritasına göre yapıldığının belirtilmediği, çekişmeli taşınmazın çevresindeki tüm taşınmazlarla birlikte kadastro paftası ile orman tahdit haritası ölçekleri eşitlenerek çakıştırılmadığı, sadece dava konusu parsel krokide gösterildiği için uygulamanın denetlenemediği, bu hali ile raporların yetersiz olduğu” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra gerçek kişinin davasının reddine, önceki hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, orman yönetiminin davasının reddi ile … Köyü 101 ada 826 parselin tespit gibi 12 pay kabul edilerek 4’… payının … ve … adına 1’… payının da …, … ve … adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1949 yılında 3116 sayılı yasa hükümlerine göre orman kadastrosu, 1976 ve 1984 yıllarında aplikasyon, 2. ve 2/B madde 1995 yılında 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre aplikasyon ve 2/B madde uygulaması yapılmıştır.
Dosyada mevcut bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 27.7.2009 tarihli raporda çekişmeli taşınmazın yörede 1949 yılında 3116 sayılı yasa hükümleri gereğince yapılan orman kadastrosuna göre orman sınırları dışında bırakıldığı bildirilmiş ise de jeoloji ve fotogrametri mühendisi… tarafından düzenlenen ve dava konusu taşınmazın bulunduğu yeri, kesinleşmiş orman kadastrosu, aplikasyon ve 2. madde haritaları, memleket haritası ile tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek birbiri üzerine aplike edilerek oluşturulan harita üzerinde gösterir şekilde düzenlenen krokide; çekişmeli 826 nolu parselin 1949 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda orman sınırları içinde bırakılmışsa da, daha sonra 1976 yılında yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulaması sırasında 3116 Sayılı Yasa gereğince yapılan orman tahdidinin hatalı olduğunun tespit edildiğini, Teknik İzahatnemenin 49 . Maddesi gereğince ölçü karnesindeki ölçü değerlerinin yanlış olduğunun tespit edilmesi nedeniyle araziye uyumlu olan hattı aplike ederek … bir orman kadastro sınırı belirlediklerini belirtmiştir. 3116 sayılı yasa gereğince yapılan orman kadastrosu sırasında dava konusu taşınmazında içinde bulunduğu bir kısım taşınmazı orman sınırları dışında, bir kısımını da orman sınırları içinde göstermişlerdir. Dosyada mevcut 3116 sayılı yasa gereğince yapılan orman tahdidine ilişkin tahdit belgeleri ve tahdit haritası incelendiğinde 3116 tahdit tutanakları ile tahdit haritasının birbiri ile uyum içinde olduğu, tahdit haritasının tutanaklar esas alınarak düzenlendiği; Teknik İzahnamesinin 49. maddesindeki … “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, … fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hüküm gereğince burada bir düzeltme yapılamayacağı; çünkü sınırlandırma tutanakları ile orman kadastro haritasında bir farklılık bulunmadığı sabittir. Ayrıca 1744 sayılı yasa gereğince yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulama tutanakları incelendiğinde tahdit haritasının değiştirilmesi için hiçbir neden gösterilmeden, zeminde 1981-1982-2189 ile 2176 orman sınır noktalarının yerlerinin değiştirildiği anlaşılmaktadır. Hiçbir neden gösterilmeksizin tahdit haritası ve tutanaklarının uygulanmasında değişiklik yapılamaz. Aplikasyon … bir kadastro işlemi olmayıp, o yerde daha önce yapılan orman kadastrosuna ait tutanaklar ile bu tutanaklarda tanımlanan ölçü değerleri, açı ve mesafeleri … OSN’larının bulunup yeniden ihyası ile orman kadastro haritası ve tutanaklarının güncelleştirilmesi başka bir anlatımla 2859 Sayılı Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkındaki Yasada öngörülen çalışmalar benzer bir işlemdir. Aplikasyon işlemi ile orman sınırları daraltılamaz.
1949 yılı orman kadastro haritası ile 1976 yılı aplikasyon haritası arasında çok açık farklılıklar vardır. 1949 haritasında 2183 nolu orman sınır noktasının 1976 haritasında daha kuzeye ve çok uzak yerlere konulduğu, ayni şekilde 2188 – 2189 – 1982 orman sınır noktalarının da daha güneye çekildiği ve böylece çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışında bırakıldığı, 1976 yılı aplikasyon uygulaması sırasında 3116 tahdidi sırasında orman sınırları dışında bırakılan alanın bir bütün olarak batıya doğru kaydırıldığı güneyde orman tahdit sınırları içinde orman alanı olarak bırakılan kısmın ise daha güneye kaydırılarak orman sınırları dışına çıkarıldığı ve haritaların birbiri ile çakışmadığı görülmektedir.
Ayrıca çekişmeli taşınmazın % 35 – 40 eğimli olduğu üzerinde bakımsız ahlat ve otsu bitkilerin bulunduğu, toprağın taşlı, kumlu, … olduğu ve çok … zamandır taşınmaz üzerinde … işlemesinin yapılmadığı da tespit edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın 1949 yılında 3116 Sayılı Yasa gereğince yapılan orman tahdidine göre tahdit içinde orman alanı olduğu belirlendiğine ve 1976 yılında yapılan ve kesinleşen işlem bir aplikasyon işlemi olup aplikasyon işlemi ile orman sınırları daraltılamayacağından orman tahdit sınırları içinde orman sayılan yerlerden olan taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, tahdit haritası ile uyumlu olamayan aplikasyon haritasına değer verilerek … şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 28/06/2010 gününde oybirliği ile karar verildi.