Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/5473 E. 2010/9109 K. 28.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5473
KARAR NO : 2010/9109
KARAR TARİHİ : 28.06.2010

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi(Müstemir Yetkili)

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19.10.2006 tarih …. sayılı bozma kararında özetle: “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli olmadığı, dairece aynı gün temyiz incelemesi yapılan ve Orman Yönetimi tarafından aynı sebeplerle açılan dosyalarda orman kadastro çalışmalarına ilişkin evrakların eksik olduğu, uzman bilirkişi raporlarının bu nedenle denetlenemediği ve bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda çekişmeli taşınmazın orman tahdidine göre orman sınırları içinde kalıp kalmadığı hususu açıklanmış ise de uygulamanın ne şekilde yapıldığı orman tahdit haritası ile kadastro paftasının ölçeklerinin eşitlenip eşitlenmediği ve bu açıklamanın hangi tarihteki uygulamaya ilişkin olduğu belirlenemediği, 1949 yılında yapılan orman tahdidi ile irtibatlı 2282, 2283, 2284, 2285, 2286, 2287, 2288, 2290, 2291, 2292, 2293 sayılı orman sınır noktalarını gösterir kroki çizilmediği gibi XLIV, XXXIX sayılı 2. madde ve XCIV sayılı 2/B madde poligonu içindeki ve civardaki tüm kadastro parsellerini göstermeden kroki verdikleri, bu poligonlar içindeki ve yakın çevredeki 237, 244, 245 ve 247 sayılı parsellerin de kadastro mahkemesinin 2004/196, 2004/111, 2004/135, 2004/154, 2004/117 sayılı dosyalarında dava konusu olduğu, bu hali ile raporların yetersiz olduğu saptanmıştır. Ayrıca, çekişmeli taşınmazın bulunduğu Efemçukuru Köyünde 1949 yılında orman kadastro çalışmalarının, 1977 yılında aplikasyon ve 2/madde çalışmalarının yapıldığı ve kesinleştiği, 07.08.1984 yılında ise, sınırlaması yapılmayan ormanların kadastrosunu, önceki orman kadastro çalışmalarının aplikasyonunu ve 2/B madde uygulamasını yapmak üzere orman kadastro komisyonunun çalışmalara başladığı anlaşılmıştır. Ancak, 1984 yılındaki çalışmanın ilan edilerek kesinleşip kesinleşmediği belli olmadığı gibi bu çalışmadan sonra ise 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan ve bu dava nedeniyle kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmadığı ,aplikasyon; orman kadastrosu daha önceden yapılmış olan yerlerde, 2/B madde uygulaması sırasında, bağlantı kurulacak gerekli orman sınır noktalarının yerlerinin arazide belirlenip ihya edilmesinden ibaret olup bu belirleme ve ihya sırasında önceden kesinleşen orman sınır noktalarının aynı yerlerine konulması zorunludur (02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması hakkındaki Yönetmeliğin 44. md.). Aplikasyon işlemi orman kadastrosu değildir. Aplikasyonla kesinleşmiş orman sınırları daraltılamayacağı ve kesinleşmiş orman sınırları değiştirilerek yapılan aplikasyon ve bu işlem sonucunda düzenlenen tahdit haritasının hukuken geçerliliği söz konusu olamayacağı” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulü ile 101 ada 662
parsel sayılı taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, Hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1949 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre orman kadastrosu, 1976 ve 1984 yıllarında aplikasyon, 2 md ve 2/B madde 1995 yılında 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre aplikasyon ve 2/B madde uygulaması yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 28/06/2010 gününde oybirliği ile karar verildi.