YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4643
KARAR NO : 2010/7463
KARAR TARİHİ : 31.05.2010
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … oğlu … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında … İlçesi, … Köyü 169 ada 32 parsel sayılı 8630.07 m2, 170 parsel sayılı 26414.28 m2, 218 parsel sayılı 2647.82 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, bahçe niteliğiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 32 sayılı parsel, … ve müşterekleri, 170 sayılı parsel … … ve müşterekleri, 218 sayılı parsel … ve müşterekleri adlarına tesbit edilmiştir. Davacı … Yönetimi, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parsellerin kadastro tespitlerinin iptaline, orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … oğlu … tarafından sadece 169 ada 218 sayılı parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3116 Sayılı Yasaya göre 1949 yılında yapılıp 01/12/1951 tarhinde Resmi Gazetede ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile ilk orman kadastrosunun ablikasyonu ve 2/B uygulaması 3402 Sayılı Yasanın 4. Maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında ise de çevresindeki orman arazileri ile bütünlük arzettiği, öncesinin orman olduğu ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülk edinme koşullarının davalılar yararına oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden 14/11/2007 tarihinde yapılacak ilk duruşma gününü bildirir çağrı kağıdının davalı … oğlu … … 02.11.2007 gününde ”… Köyü adresinden ayrılmış olduğundan” tebliğ edilemediği bildirilmiş, ikinci kez 01/05/2008 günlü duruşma için çıkartılan davetiyenin ”muhatabın adresinden ayrılmış olduğu ve ikinci adresinin bilinmediği” nedeniyle tebliğ edilemediği bildirilmiş, bunun üzerine 10.06.2008 günlü duruşma için çıkartılan davetiyenin ise yasaya aykırı olarak 7201 Sayılı Tebliğat Yasasının 35. maddesine göre yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalının kadastro tespit tutanağına göre … Köyünde oturduğu kabul edilerek kendisine tebliğat çıkartılmışsa da muhatabın Köyden ayrıldığı ve … adresinin bilinemediği, iki kez muhtar ve azalarınca
bildirilmesine rağmen mahkemece tebliğata yarar adresinin araştırılması yoluna gidilmeden 7201 Sayılı Tebligat Yasasının 35. Maddesine göre tebligat yapıldığı bunun da yasaya aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki; davalının … Savcılığı kanalı ile gönderdiği dilekçesinden ve ekindeki fezlekeden 22.11.2008 tarihinden beri cezaevinde tutuklu olduğu anlaşılmaktadır. Şu hale göre davalıya yapılan tebligat geçersiz olduğundan kendisine 7201 Sayılı Tebliğat Yasası ve tüzüğün ilgili hükümlerine göre usulünce dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek taraf oluşturulduktan sonra savunması sorulup göstereceği delilleri toplanmalı, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken davalının yokluğunda yargılamaya devam olunarak karar verilmesi yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı … oğlu …’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 169 ada 218 parsele yönelik olarak BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer konuların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 31/05/2010 günü oybirliği ile karar verildi.