YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3764
KARAR NO : 2010/6584
KARAR TARİHİ : 18.05.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, … Beldesi 1780 parsel sayılı, 3350 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tamamının öncesinin orman kadastro sınırı içinde olduğunu, yörede 13.04.1999 tarihinde ilan edilen ve kesinleşen 2/B uygulaması sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne çekişmeli parselin (C) ile işaretli 76.14 m2 yüzölçümündeki bölümünün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ORMAN niteliği ile Hazine adına tesciline, (A) ile işaretli 645.48 m2 yüzölçümündeki bölümünün tapusunun iptali ile tapunun beyanlar hanesinde 2/B uygulaması ile orman sınırı dışına çıkarıldığının şerh verilmesine, kalan bölümler hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 8/7/2008 gün ve 2008/ 7236-10153 sayılı kararı ile (Kesinleşmiş orman kadastrosunun bulunması halinde, kural olarak bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş orman kadastro haritasının uygulanmasıyla çözümlenir. Ancak orman kadastrosu 4785 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önce yapılmışsa, 3116 Sayılı Yasa sadece devlet ormanlarının kadastrosunun yapılacağını öngördüğünden, 4785 Sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılan orman kadastrosunda orman sınırı dışında bırakılan taşınmazların orman olup olmadığını belirlemekte yetersiz olduğundan orman kadastro sınırları dışında kalıp da memleket haritası, amenajman planı ve … fotoğraflarında orman olarak görünen taşınmaz bölümlerinin de orman niteliği ile Hazine adına tescil edilmesi gerektiği , orman bilirkişilerce memleket haritası, amenajman planı ve … fotoğrafları yöntemince uygulanmış ve bu belgelerde orman alanında kalan 1780 sayılı parselin (C) ile gösterilen bölümünün orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmişse de rapora ekli memleket haritasının incelenmesinde yeşil alanda kalan bölümünün kuzey batıya doğru daha geniş bir alanı kapsadığı, taşınmazın yarısına yakın bir bölümünün orman olduğu,bu bölümün miktarının azaltılarak orman olan kısmın yüzölçümünün daraltılması doğru olmadığından, dosyanın raporu hükme esas alınan … ve orman uzmanı bilirkişilere tevdii ile kendilerinden yeşil alanda kalan bu bölümü de gösterir infaza elverişli kroki alınması ve çevredeki geniş orman parselleri ile birlikte orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi zorunlu olduğu, bundan ayrı kesinleşen orman kadastro sınırları içinde iken 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğu anlaşılan (A) harfli taşınmaz bölümüne ait tapu kaydının iptaline ve kaydın beyanlar hanesinde 2/B uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan sahada kaldığının şerh verilmesine karar verilmişse de bu bölümün Hazine adına tesciline karar verilmemesinin doğru olmadığı) nedenleriyle bozulmuştur.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava;parselin tamamının öncesinin orman olduğu, kesinleşen 2/B uygulaması sınırları içinde kaldığı iddiası ile açılan tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 Sayılı Yasaya göre 21.05.1948 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu ile 13.04.1999 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, bozmaya uyularak, davanın KISMEN KABULÜNE, … Köyü, a 1780 parselin 24.02.2009 tarihli harita mühendisi ve orman mühendisi bilirkişilerin ek rapor ve krokilerinde (A) ile gösterilen 645.48 m2 yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının İPTALİ ile, tapunun beyanlar hanesine 6831 sayılı yasanın 3302 Sayılı yasa ile değişik 2/B maddesi gereği Hazine lehine orman dışına çıkartılan saha olduğu yazılarak, Hazine adına TESCİLİNE, (C) ile gösterilen 76,14 m2 ve (D) ile gösterilen 1460,29 m2 yüzölçümündeki bölümlerinin tapu kaydının İPTALİ ile, orman niteliği ile Hazine adına TESCİLİNE, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, karar verilmiş, hüküm davacı HAZİNE vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, parselin tamamının öncesinin orman olduğu, kesinleşen 2/B uygulaması sınırları içinde kaldığı iddiası ile açılan tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 Sayılı Yasaya göre 21.05.1948 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu ile 13.04.1999 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına,mahkemece uyulan bozma doğrultusunda işlem yapıldığına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman ve … bilirkişiler tarafından kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uygulanması sonucu dava konusu taşınmazın (A) ile gösterilen 645.48 m2 yüzölçümündeki bölümü ile (C) ile gösterilen 76,14 m2 ve (D) ile gösterilen 1460,29 m2 yüzölçümündeki bölümlerinin 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı geri kalan bölümünün ise orman sınırı dışında bırakıldığı, (A) ile gösterilen 645.48 m2 yüzölçümündeki bölümünün 31.12.2981 tarihinden önce bilim ve … bakımından orman niteliğini yitirmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılma işleminin de kesinleştiği taşınmaz daha önce yapılan orman kadastro sınırları içinde ve tapu sicilinde orman niteliğiyle Hazine adına kayıtlı ve mülkiyet hakkı Hazineye ait kamu malı orman olduğu halde, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu gözönünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.’nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve T.M.Y.’nın 1026. (E.M.Y. 934 – … 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.’nın 1023. (E.M.Y.931 – … M.Y.974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanamayacağı belirlenerek kaydın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 18/05/2010 gününde oybirliği ile karar verildi.