YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3747
KARAR NO : 2010/6592
KARAR TARİHİ : 18.05.2010
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … Yönetimi ile Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında dava konusu … KÖYÜ, 228 ada 23 parsel sayılı taşınmaz, 916,55 m2 yüzölçümü ve tarla niteliği ile,her ne kadar halen …’un zilyetliğinde ise de, 1975 yılından 1996 yılına kadar zilyetliğin terk nedeniyle kesintiye uğramasından dolayı HAZİNE adına tespit edilmiştir.
Davacı …, davalı … YÖNETİMİ ile HAZİNE’yi hasım göstererek, davacı …, davalı HAZİNE’yi hasım göstererek, davaya konu yerin zamanaşımı zilyetliği nedeniyle maliki olduklarını ileri sürerek adlarına tescili istemiyle mahkemenin ayrı esas sayılı dosyalarında dava açmışlar, her iki dava bağlantı nedeniyle birleştirilmiştir
Mahkemece, davacı …’in davasının REDDİNE; davacı …’un davasının KABULÜNE, 228 ada 23 parsel sayılı taşınmazın … adına TESCİLİNE karar verilmiş, hüküm davalı … YÖNETİMİ vekili ile HAZİNE vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. madde hükmüne göre yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişiler tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı … yararına 3402 Sayılı Kadastro kanununun 14 ve 17. maddesine göre imar ve ihyaya dayalı zilyetlikle kazanma şartlarının oluştuğu belirlendiğine göre davacı …’un davasının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak davacı …’un davalı … yönetimi hasım olarak göstermediği, bu dosya ile birleştirilen ve davası reddedilen davacı … tarafından hasım gösterildiği ve orman yönetiminin davada yasal hasım konumunda da yer almadığı halde, davacı … yararına Orman Yönetimi aleyhine avukatlık ücretinden sorumlu tutulması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasının dördüncü bendinde yer alan “Davacı … kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden davacı … vekiline 575,00.-TL avukatlık ücreti takdiri ile takdir edilen ücreti vekaletin davalı Hazine ve Orman İşletme Şefliğinden müştereken tahsili ile davacı … vekiline ödenmesine.)” cümlesi çıkarılarak; bunun yerine, “Davacı …
Vurgun kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 575.00.- TL vekalet ücretinin Hazineden alınarak davacı …’a ödenmesine.) cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda … onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 18/05/2010 günü oybirliğiyle karar verildi.