Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/3156 E. 2010/6475 K. 17.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3156
KARAR NO : 2010/6475
KARAR TARİHİ : 17.05.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … Yönetimi … Köyünde 5304 Sayılı Yasayla değişik 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükümlerine göre yapılan ve ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosunda orman olarak tespit edilen 112 ada 3 numaralı parselin … ve güneydoğusunda kalan taşınmazların orman olduğu halde, orman sınırları dışında bırakıldığın bildirerek bu taşınmazların orman sınırları içine alınması ve orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiştir. Yargılama sırasında dava konusu yerlerin … Köyü 112 ada 3, 15 ve 71 parsel numarası verilerek tespit tutanağı düzenlenmiştir. Kadastro mahkemesince bu parsellere ilişkin dava dosyaları tefrik edilerek ayrı ayrı esaslara kaydı yapılmıştır. Kadastro sırasında … Köyü 112 ada 15 parsel sayılı 10304,22 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak … ve … adlarına tespit edilmiş, tespit malikleri yargılama sırasında davaya dahil edilmiştir. Kadastro mahkemesince dava konusu 112 ada 15 sayılı parselin tespit tutanağının kesinleştiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli ve yetkili … Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesince köy tüzel kişiliği aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddine, Hazine ve dahili davalılar … ve … aleyhine açılan davanın kabulü ile 112 ada 15 parsel sayılı taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline; yargılama gideri ile vekalet ücretinin dahili davalılar … ile … ve Hazineden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … Yönetimine verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 5403 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Davacı … Yönetimi; Hazine ve Köy Tüzelkişiliğine husumet yönelterek 31.11.2006 tarihinde kadastro mahkemesine açtığı davada çekişmeli taşınmazın bulunduğu … Köyünde 5304 Sayılı Yasayla değişik 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosunun kısmi ilana çıkarıldığını, daha sonra kültür arazilerinin kadastrosu yapılarak genel askı ilanının yapıldığını, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu halde orman sınırları dışında bırakıldığını, çekişmeli taşınmazın orman sınırları içine alınarak orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu … Köyünde 5304 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi
gereğince yapılan orman kadastrosuna ilişkin tutanaklarında 17.11.2006 – 18.12.2006 tarihleri arasında 30 gün süre ile kısmı ilana çıkarıldığı genel arazi kadastro işleminin ise 25.11.2006 – 25.12.2006 tarihleri arasında ilan edildiği anlaşılmaktadır. Kadastro mahkemesince çekişmeli 112 ada 15 sayılı parselin tespit tutanağının 26.12.2006 tarihinde kesinleştiği bildirildiğinden mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli ve yetkili Sulh Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Ne var ki; 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesi hükmüne göre “kadastro mahkemesinin yetkisi (görevi) her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar”. Ancak, aynı Yasanın 22.02.2005 gün ve 5304 Sayılı Yasa ile 4/3. maddesi değiştirilerek “Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 Sayılı Orman Yasasına göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır” hükmü yürürlüğe konulmuştur. Yasanın değişik bu hükmü, 6831 Sayılı Orman Yasasının “Devlet Ormanları ve orman kadastrosu” başlığını taşıyan 7/1. maddesine paralel bir hükümdür. Yine, aynı yasanın değişik 4/5. Maddesinde “Çalışma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırma ve tespitleri yapılarak otuz günlük kısmi ilanı alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır.” ve 11/1. maddesinde, “Kadastro Müdürü, kadastro tutanaklarına göre yapılan tesbitlere dayanarak, askı cetvellerini düzenler, bu cetvelleri ve pafta örneklerini 30 gün ilan ettirir, itirazı olanların ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceklerini belirtir” 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Orman Yasasının 11/1. maddesinde, “… tutanak ve kararlara karşı askı tarihinden itibaren altı ay içinde kadastro mahkemelerine …. müracaatla SINIRLAMAYA ve bu Yasanın 2 nci maddesine göre ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARMA işlemlerine Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü ile hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler itiraz edebilir. Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir” hükümleri mevcuttur.
Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinde şu sonuçlara ulaşılmaktadır:
1- 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosunda;
a) Aslında orman olan bir yer orman sayılmayarak (tespit tutanağı düzenlenmeyerek) orman parseli sınırlarının dışında bırakılmışsa, yapılan işlem 3402 Sayılı Yasanın 4. Maddesinin 3. ve 5. fıkraları ile 6831 Sayılı Yasanın 15.01.2009 gün ve 5831 Sayılı Yasa ile değişik 7. maddesi gereğince orman kadastro işlemi olduğundan ve 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda bir kısım yerler orman kadastro harita ve tutanakları dışında bırakılarak orman sayılmaması halinde, Orman Yönetimi aynı yasanın 11/1. maddesi gereğince altı aylık ilan süresi içinde o yerin orman sınırları içine alınması için kadastro mahkemesinde dava açma olanağı bulunduğu gibi, 3402 Sayılı Yasanın 4/3. maddesi hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda da kısmi ilan süresi içinde, Orman Yönetimi yada Hazine tarafından kısmi ilanın yapıldığı tarihde kadastro tespit tutanağı düzenlenmeyen yer hakkında orman kadastrosuna itiraz davası açılabilir. Sonradan kültür arazilerinin kadastrosu yapılırken bu yer ile ilgili malik hanesi açık bırakılarak tespit tutanağı düzenlenip kadastro mahkemesine gönderileceğinden mahkemece, tespit tutanağı, dava dosyası ile birleştirilerek davaya devam edilip orman kadastrosuna itiraz davasının karara bağlanması gerekir. (Yönetmelik md. 17/2 dokuzuncu paragraf).
b) Yine, aslında orman olan bir yer, orman sayılmayarak orman parseli içine alınmamış ve tespit tutanağı düzenlenmemişse Orman Yönetimi ve Hazine kısmi ilan tarihinden önce 3402 Sayılı Yasanın 7/4. maddesi gereğince tespit tutanağı düzenlenmesini isteyebilir. Bu halde; kadastro ekibi o yer hakkında tespit tutanağı düzenlemek zorundadır. Kısmi ilan süresi içinde itiraz edilip tutanak düzenlettirilmemişse, daha sonra kültür arazilerinin kadastrosu yapılırken yine tutanak düzenlenebilir; herhangi bir nedenle tespit tutanağı düzenlenmemişse, yukarıda (a) bendinde açıklandığı gibi yapılan işlem orman kadastrosu olduğundan ve 6831 Sayılı Orman Yasası ile 3402 Sayılı Kadastro Yasası birlikte ve iç içe uygulandığından 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesinde olduğu gibi, Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü, orman kadastro
sınırları dışında (tespit harici) bırakılan taşınmazlar hakkında yine askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabilir. Bu durumda; mahkemece dava görev yönünden ret edilmeyip taraf delilleri toplanıp davanın esası ile ilgili hüküm kurulması gerekir.
c) Orman parsellerinin kısmi ilana çıkartıldığı tarihte, orman sınırları dışında bırakılan ancak daha sonra kültür arazisi olarak tespit tutanağı düzenlenip askı ilanına çıkartılan parseller hakkında, Orman Yönetimi yada Hazine tarafından askı ilan süresi içinde yine orman savıyla kadastro mahkemesinde dava açılabileceği gibi başkaları tarafından açılmış davaya 3402 Sayılı Yasanın 26/D maddesi gereğince asli müdahil olarak katılıp orman iddiasında bulunabilir.
d) Aslında orman niteliğinde olan bir yer hakkında, kültür arazisi olarak tespit tutanağı düzenlenmiş ve askı ilan süresi içinde dava açılmayarak tespit tutanağı kesinleşmiş, tapu kaydı oluşmuşsa; yine aynı yönetimler tarafından genel mahkemelerde “devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer ya da orman” iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açabilir.
e) Aslında kültür arazisi olduğu halde, orman niteliğiyle tespit tutanağı düzenlenen yer hakkında gerçek ya da tüzel kişiler her türlü delile dayanarak askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabilirlerse de tespit tutanağının kesinleşmesinden sonra, hukuken orman olan taşınmazlar hakkında özel yasa olan 6831 Sayılı Yasa uygulanacağından ve 15.01.2009 gün 5831 Sayılı Yasa ile 6831 Sayılı Yasanın 7/1. maddesinin sonuna eklenen “Ancak, henüz orman kadastrosuna başlanılmamış yerlerde, 3402 Sayılı Kadastro Yasası hükümlerine göre belirlenen orman sınırı, orman kadastro komisyonlarınca belirlenen orman sınırı niteliğini kazanır” hükmü ile H.G.K.’nun 08.06.2006 gün ve 2005/20-327-377 ve 28.06.2006 gün ve 2006/20-467-494 sayılı kararlarında benimsenen görüşler yasa hükmü haline getirilmiş olduğundan 3402 Sayılı Yasanın 16/D ve 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince sadece tapuya dayanılarak, 10 yıllık hak düşürücü süre içinde genel mahkemelerde orman kadastrosuna itiraz davası açıp, orman nitelikli tapu kaydının iptal ve tescili istenebilir.
f) Yukarıda (b) bendinde açıklandığı gibi, 3402 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan genel kadastroda kadastro tutanağı düzenlenmeyerek tesbit harici bırakılan yer hakkında, Hazine ya da Orman Yönetimi askı ilan süresi içinde 3402 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesinde o yerin orman sınırı içine alınması konusunda dava açmamışsa, daha sonra genel mahkemede her zaman o yerin orman olarak tapuya tescili için dava açabilir veya 5304 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 22/4. yada 15.01.2009 gün 6831 Sayılı Yasa ile 3402 Sayılı Yasaya eklenen geçici 8. Maddesi hükmüne göre o yerin kadastrosu yapılabilir veya Orman Yönetimi bu yerin 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7. maddesi hükümlerine göre yapacağı orman kadastrosunda bu yeri orman sınırları içine alabilir.
Somut olayda çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan ve dava tarihi itibariyle kesinleşmeyen orman kadastrosunun bulunduğu ve orman kadastro çalışmalarının dava tarihinden sonra 17.11.2006 – 18.12.2006 tarihleri arasında kısmi ilana çıkarıldığı, bu davanın 03.11.2006 tarihinde açıldığı ve çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışında bırakıldığı, orman kadastrosunun kısmi ilana çıkarılmasından sonra kültür arazilerinin kadastrosu yapılarak 25.11.2006 – 25.12.2006 tarihleri arasında ilan edildiği, çekişmeli taşınmaz tespit tutanağı düzenlenmeden önce davaya konu edildiğinden 3402 Sayılı Yasanın 27. maddesi gereğince malik hanesi boş bırakılarak kadastro mahkemesine gönderilmesi gerekirken; davalılar adına tespit edilmiş ve tespit tutanağı kesinleştirilerek taşınmaz dahili davalılar adına tapuya tescil edilmiştir.
Yörede 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 Sayılı Yasa hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tesbit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda “olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği” kabul edilip, 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince kadastro Mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı … ve Orman Bakanlığının ya da Orman Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmi ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işlemin özelliği ve
açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumet Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzelkişiliği yada davaya konu taşınmaza zilyed olanlara yöneltilebileceği, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel yada tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle dava husumet yönünden red edilmeyip, kadastro mahkemesinin, dava dilekçesinde nitelikleri bildirilen taşınmazın tesbit tutanağının, malik henesinin açık bırakılmak suretiyle düzenlenip, Yasa ve Yönetmelik hükümlerine göre mahkemeye göndermesini Kadastro Müdürlüğünden istemesi gerektiği, tesbit tutanağı düzenlenmeden keşif yapılması halinde, keşif sırasında belirlenecek hak sahiplerinin davaya katılması, bu arada tesbit tutanağının gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirip 3402 Sayılı Yasanın 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tesbit tutanağında … hak sahiplerini de davaya katıp, husumet yaygınlaştırılarak taraf oluşturulduktan sonra 3402 Sayılı Yasanın 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece resen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekmektedir. Bu ilkeler gözönünde bulundurularak 3402 Sayılı Yasanın 27. maddesi gereğince bu tür davalara bakmakla kadastro mahkemeleri görevli olduğundan.
Sulh Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı ile dosyanın görevli ve yetkili … Kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile işin esasına girilerek … şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 17.05.2010 günü oybirliği ile karar verildi.