Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/2836 E. 2010/7020 K. 26.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2836
KARAR NO : 2010/7020
KARAR TARİHİ : 26.05.2010

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16.11.2008 gün ve 2008/11065-14607 sayılı bozma kararında özetle: “Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 31.01.2001 gün ve 2000/8-1836-2001/13; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 17.02.2004 gün ve 2003/8340 – 894; Aynı Dairenin 09.03.2004 2003/9190-1666; ve 19.07.2007 gün 2007/7808-9782 ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.02.2002 gün ve 2002/269-976 Sayılı Kararlarında da kabul edildiği gibi, Yaylanın genel tanımıyla “bir veya birkaç köy, kasaba halkının yaz aylarında hayvanlarını otlatmak ve serinlemek için tahsisen veya kadimen yararlandığı arazi parçaları olduğu, ” Yaylak ve yaylaların; mer’a ve kışlaklar gibi köy ve belde halkının ortak yararlanmasına terk ve tahsis edilen mülkiyeti Hazineye ait yerlerden olduğu, Türk Medeni Yasanın 715 (Eski 641) ve 3402 Sayılı Yasanın 16/B madde hükümleri uyarınca kamu malı niteliğinde ve sınırlandırmaya tabi olup kazandırıcı zamanaşımı ve zilyedlik yolu ile edinilmesi mümkün olmayacağı gibi TMK.999 (E.M.Y.nun 912) maddesi hükmüne göre özel mülkiyetine tabi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazların, bunlara ilişkin tescili gerekli bir ayni hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydolunamayacağı, bu tür yerlerin üzerinde geçici nitelikte basit bina ve hayvan ağılı bulunabileceği, ancak yerleşim amacına yönelik kalıcı inşaat ya da tarım yapılmış olması sonucu zilyetlik süresi ne olursa olsun yaylalarda özel mülk olarak … kazanılamayacağı, başka bir anlatımla, yaylaların kişiler tarafından amacı dışında … evler yapılarak yaygın yapılaşma sonucu yerleşilmesi, belde teşkilatının kurulması, o yerde imar uygulaması yapılarak kesinleşmesi, kısa yada … süreli özel mülkiyet olarak kullanılmasının o taşınmazın öncesinin kadim yayla olma gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, o yerin özel mülkiyet olarak tapuya tescil edilmesini gerektirmediği, 4342 Sayılı Mera Yasasının 4/1. Maddesi hükmü gereğince “Mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olabileceği, bu yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, ” somut olayda; yerel bilirkişi ve tanıkların çekişmeli taşınmazın … Yaylasında bulunduğunu bildirdiği gibi, uzman bilirkişi raporuna ekli eski tarihli haritalarda çekişmeli taşınmazın işaretlendiği yer ve etrafının, … Yaylası olarak nitelendirilip, haritası üzerine isimleri açıkça yazıldığı, H.Y.U.Y.’nın 238/2. maddesinin “… ve Meşhur olan hususlar münazaalı sayılmaz.” hükmü gereğince dava konusu taşınmazın bulunduğu …, …, Oluk Başı ve Ürün Yaylası gibi aynı bölgede bulunan yaylaların, sadece bölge halkı tarafından bilinmeyip, herkesin bildiği ve tanıdığı, yurt genelinde … yaylalar olduğu, yaylaların kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilemeyeceği, kaldı ki sadece ev yapmak suretiyle sürdürülen zilyetliğin taşınmazın ekonomik amacına uygun zilyetlik olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi,” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddiyle, çekişmeli … Köyü 112 ada 159 sayılı parselin tesbit
gibi Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiş, Mahkemenin 06.11.2009 gün ve 2009/3-47 sayılı ek kararı ile davacı gerçek kişinin temyiz dilekçesi süreden red edilmiş, davacı gerçek kişi ek kararı süresinde temyiz etmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 5304 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 4/3. maddesi gereğince yapılmış, çekişmeli parsel bu işlemde orman olaak sınırlandırılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda … onama harcının temyiz edene yükletilmesine 26.05.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.