YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2719
KARAR NO : 2010/7976
KARAR TARİHİ : 08.06.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, … Beldesi 3306 parsel sayılı taşınmazın tamamının öncesinin orman olduğunu; yörede 13/04/1999 tarihinde ilan edilen ve kesinleşen 2/B uygulaması sınırları içinde kaldığını, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, “davanın kısmen kabulüne çekişmeli parselin … bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1270.24 m2’lik kısmının davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline, bu kısmın tapusunun beyanlar hanesinde 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığının şerh verilmesine, taşınmazın kalan kesimlerine yönelik davanın reddine davanın açılmasına davalı sebep olmadığından ve dava konusu taşınmaz OTS içine alındıktan sonra davalının tapusu oluştuğundan davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, aynı nedenle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına” karar verilmiş, hükmün davacı Hazine ve davalı gerçek kişi tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16/01/2007 tarih 2006/16221 – 2007/162 E.K. Sayılı kararında; “mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın hükme yeterli olmadığı, hükme esas alınan orman ve harita mühendisi bilirkişilerinin ortak raporlarında çekişmeli parselin bir kısmının orman tahdit sınırları dışında kaldığını bildirerek orijinal orman tahdit hattı üzerinde basitçe yerini gösterdikleri, düzenlenen krokinin ise, yalnızca çekişmeli parsel ve yakın çevresindeki bir-iki orman sınır hattını göstermekte olup, komşu parsellerle birlikte geniş çevreye ait bir uygulama yapılmadığından raporun denetleme olanağı bulunmadığı, taşınmazın memleket haritasındaki konumu irdelenmişse de rapor içeriğindeki açıklamalar ile memleket haritasındaki konum gösteriminin de çelişkili olduğu, ayrıca kararda kavram karmaşası bulunduğu; bir yerin orman sayılan yer olması ile 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olmasının farklı kavramlar olduğu; orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilen bir yerin tapu kaydı üzerine 2/B madde uygulama sahasında kaldığına ilişkin şerh verilemeyeceği, tüm bunlardan ayrı olarak; yargılama giderlerinin davacı Hazine üzerinde bırakılması ve lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de doğru olmadığı, H.Y.U.Y.’nın 94. maddesinde davayı kabul eden tarafın da mahkum olmuş gibi mahkeme masraflarını ödemeye mecbur olduğu, aleyhine hüküm kurulan tarafın hal ve vaziyeti ile aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması ve ilk oturumda davayı kabul etmiş olması halinde mahkeme masraflarından sorumlu tutulamayacağı,
anılan yasa hükmünün bir istisna maddesi olup davanın kabulü durumunda ve belirtilen şartların oluşması halinde uygulanabileceği, temyize konu davada davanın kabulü gibi bir durumun söz konusu olmadığı; Hazine, taşınmazın tümünün öncesinin orman olduğu iddiasında bulunduğuna göre, orman kadastrosunun 4785 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önce yapılması nedeniyle 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. bendinde … 10 yıllık hak düşürücü süreye bağlı kalmadan taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında kalan yerlerden olduğu iddiası ile her zaman dava açabileceği, belirtildikten sonra mahkemece; öncelikle, eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafları ve varsa amenejman planı ilgili yerlerden getirtilip; önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir uzman harita mühendisinden oluşacak iki kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla mahallinde yeniden yapılacak inceleme ve keşifte yörede 1942 yılında 3116 Sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşmiş tahdit haritası ile 1990 yılında 3302 Sayılı Yasaya göre yapılan 2/B madde haritaları ve tapulama paftası ölçeklerinin denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanması, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 3 yada 4 orman sınır noktasını gösterir biçimde çekişmeli taşınmazların ilk tahdit haritası ve 2/B madde haritasındaki konumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması, eğer taşınmazların tamamının veya bir kısmının tahdit sınırları dışında kaldığı saptanırsa memleket haritası, … fotoğrafları ve varsa amenejman planının çekişmeli taşınmazlarla birlikte … araziye de uygulanmak sureti ile taşınmazların bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi, taşınmazların bu haritalar üzerinde konumlarının gösterilmesinin sağlanması; sonuçta kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı belirlenen yerlerin orman; usulen yapılan 2/B uygulama sınırları içinde kaldığı belirlenen yerlerin ise, hali hazır niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli parselin (A) ile işaretli 1270.24 m2’lik kısmının davalı adına olan tapusunun iptali ile Hazine adına tapuya tesciline; bu yerin tapu kaydının beyanlar hanesinde 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun şerh verilmesine, kalan kısma yönelik davanın reddine karar verilmiş; bu karar ise davacı Hazine tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesince bozulmuştur. Hükmüne uyulan 26/02/2008 tarih,… sayılı bozma ilamında; “bilirkişi tarafından taşınmazın krokisinde (A) harfi ile gösterilen bölümü dışında kalan bölümünün 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı saptanarak eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve … fotoğrafları da uygulanıp bu belgelerde taşınmazın ne şekilde nitelendirildiği belirlenmişse de, mahkemece bu uygulamanın nazara alınmadığı, buna göre taşınmazın 1952 m2’lik bir bölümünün memleket haritasında orman sayılan yeşil alanda kaldığı, ancak bu bölüm … bilirkişi krokisinde infaza elverişli bir biçimde gösterilmediği açıklandıktan sonra orman alanında kalan bu bölümün belirlenmesi ve orman niteliğinde Hazine adına tesciline karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1270.24 m2’lik bölümünün davalı adına olan tapusunun iptali ile 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine lehine orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğu beyanlar hanesine şerh verilmek suretiyle Hazine adına tapuya tesciline, (B1) harfi ile gösterilen 1952 m2’lik bölümün orman niteliğinde Hazine adına tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından reddedilen bölüm yönünden temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava; parsellerin tamamının öncesinin orman olduğu, kesinleşen 2/B uygulaması sınırları içinde kaldığı iddiası ile açılan tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1942 yılında 4785 Sayılı Yasa hükümleri nazara alınmaksızın 3116 Sayılı Yasaya göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu ile 13.04.1999 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 08/06/2010 gününde oybirliği ile karar verildi.