Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/2462 E. 2010/7501 K. 01.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2462
KARAR NO : 2010/7501
KARAR TARİHİ : 01.06.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Orman Yönetimi … Kadastro Mahkemesinde açmış olduğu davada … Köyü 104 ada içerisinde bulunan ve dava dilekçesine ekli krokide gösterilen derenin bir bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı, halen orman vasfını koruduğu, kadastro çalışmaları sırasında kesinleşen orman sınırlarına uyulmadığını ileri sürerek tespitin iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tescilini istemiş; mahkemece davanın kabulüne, tespitin iptali ile bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 180.83 m2’lik taşınmaz bölümünün bitişiğindeki … Devlet Ormanı ile birleştirilmek suretiyle tek parsel halinde orman niteliğinde Hazine adına tesciline karar verilmiş, hükmün davalı … tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23/12/2008 Tarih, 2008/16445 – 2008/18156 Sayılı Kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamında “ Kadastro mahkemesi uyuşmazlığın çözümünde kendisini görevli görerek işin esası hakkında hüküm kurmuşsa da çekişmeli yerin yörede 2005 yılında 3402 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan genel kadastroda … olarak tespit dışı bırakılarak paftasına işlendiği, taşınmaz hakkında tespit tutanağının düzenlenmediği, mahkemece 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesi ve H.G.K.’nun 28.11.2007 gün ve 20-909/891 sayılı kararında kabul edilen ilke göz önünde bulundurularak davaya bakma görevinin genel mahkemelere ait olduğunun düşünülmediği, görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup, davanın her aşamasında mahkemece tarafından kendiliğinden gözetilmesinin gerektiği, davanın esası incelenmeksizin görevsizlik kararı verilmesi gerekirken esas hakkında hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu “ belirtilmiştir. Kadastro Mahkemesince bozma ilamına uyularak görevsizlik kararı verilmiş; dava dosyası … Sulh Hukuk Mahkemesine aktarılmış, bu mahkeme tarafından davanın kabulü, … Köyü 104 ada içinde tespit dışı bırakılan … Deresinin … bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 180.83 m2’lik bölümünün bitişiğindeki … Devlet Ormanı ile birleştirilerek tek parsel halinde orman niteliğinde Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu … köyünün bir bölümünde tespit tarihinden önce 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1995 yılında anılan köy sınırları içinde bulunan ormanların 6831 Sayılı Yasaya göre orman kadastrosu ile 3302 Sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması yapılmış, bu çalışma da 02/07/1997 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; dava kadastroca tutanağı düzenlenmeyen taşınmazın TMY.nın 713/1.maddesi uyarınca tapuya tesciline ilişkindir. Tescil davasında yasal hasım durumunda bulunan Hazine ve Orman Yönetimi yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile sorumlu tutulamaz. Somut olayda Orman Yönetimi davacı, Hazine davalı konumundadır. Niteliği itibariyle bu tür davalar, başarıya ulaşsa dahi yasal hasım durumunda bulunan Orman Yönetimi ve Hazinenin avukatlık ücreti ve yargılama giderleri ile sorumlu tutulamayacağının düşünülmemiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasında yer alan “Bu dava için yapılan toplam 208.25.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine, davacı bu davada kendisini bir vekille temsil ettiğinden dolayı hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 310.00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine, davalı vekili lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesi kaldırılarak, bunun yerine, “Bu dava için yapılan toplam 208.25.-TL yargılama giderinin davacı … Yönetimi üzerinde bırakılmasına, davacı … davalı yönetimler lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 01/06/2010 günü oybirliği ile karar verildi.