YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/16721
KARAR NO : 2011/3685
KARAR TARİHİ : 31.03.2011
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki 2/B madde uygulamasına itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … Yönetimi, yörede 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sırasında … Köyünde bulunan ve dava dilekçesinin ekindeki haritada PLXXVIII ve PLXXV numaraları ile gösterilen taşınmazlar orman sınırları içinde olduğu halde, 3302 Sayılı Yasa hükmüne göre 2008 tarihinde yapılıp 15/10/2008 – 15/04/2009 tarihleri arasında ilan edilen aplikasyon ve (2/B) uygulaması sonucu hatalı işlemle taşınmazların tamamının 2/B alanında bırakıldığını, işlemin iptali ile taşınmazların orman sınırları içinde bırakılmasını istemiştir. Mahkemece, PLXXVIII nolu taşınmaza yönelik davanın kabulüne, 2/B uygulamasıyla orman dışına çıkarılmasına dair işlemin iptaliyle taşımazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, PLXXV nolu taşınmaza yönelik davanın reddiyle taşınmazın kültür arazisi niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık sure içinde açılan 2/B madde uygulamasına itiraza ilişkindir.
Taşınmazların bulunduğu yörede orman kadastrosu 1948 yılında kesinleşmiştir.
1) Davalı Hazinenin PLXXVIII nolu taşınmaza yönelik temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın 31/12/1981 tarihinden önce orman niteliğini kaybetmediği belirlenerek hüküm kurulduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı … Yönetiminin PLXXV nolu taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece PLXXV nolu taşınmaza yönünden yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Karara dayanak alınan bilirkişi raporu, çekişmeli taşınmazın orman niteliğinin neden yitirdiği açıklanmaması ve dört tarafı orman ile çevrili taşınmazın üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşmeme nedeni açıklanmadığından çekişmeli hukuki durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
6831 Sayılı Yasanın değişik 2/B maddesi ile (bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin orman rejimi dışına çıkartılacağı) hükmünün bulunduğu, bundan doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybının anlaşılması gerektiği, her isteyenin ormanlarda doğal olarak bulunan deliceleri aşılaması, bina ya da eklentilerini inşa etmesi, erozyona sebep olacak biçimde araziyi teraslaması ya da orman bitkilerini kökleyip tarım yapmaya teşebbüs etmesi veya 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesi gereğince hiçbir zaman kişiler adına tapuya tescil edilemeyecek ve özel mülk olamayacak orman içi açıklığı niteliğinde olan yerlerin yasa maddesinde anlatılan bilim ve fen bakımından nitelik kaybı olmayıp, zorla ve ormanın tahribi sonucu niteliğinin kaybettirilmesidir. Bu yöntem, toprak erozyonu, ormanların ortadan kalkması, doğanın ve çevrenin bozulup yok olması sonuçlarını doğurur.
Yasada tanımlanan (…bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetme…) kavramında bu tür olaylar amaçlanmamıştır. 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesinin başka türlü yorumu, ormanların bilinçli şekilde niteliğinin kaybettirilmesine, tahribine ve yok edilmesine izin verdiği sonucuna ulaştırır ki, bu durum Anayasanın 169 ve 170. maddelerine aykırı olur. Suç teşkil edecek eylemlerle ve zorlama yolu ile ormanların niteliğinin kaybettirilmesi yasalarla korunamaz.
O halde; uzman orman bilirkişisinin, 6831 Sayılı Yasanın 2/4. maddesinde sayılan yerlerde 2/B madde uygulamasının yapılamayacağını göz önünde bulundurarak, yukarıda anlatılan eylemler sonucu ormanların yok edilmesinin ve baştan beri 6831 Sayılı Yasanın 17. maddesinde anılan orman içi açıklık niteliğinde olan veya sonradan bu hale gelen yerlerin bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetme olarak kabul edilemeyeceğini gözönünde bulundurularak, dava konusu taşınmazın orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve çevresindeki ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve karlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmaz üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşemeyeceği gibi koşulları birlikte değerlendirip, dava konusu taşınmazın hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiğini ya da etmediğini inceleyerek bu olguları tartışması ve taşınmazın hangi maddi ve bilimsel olgular sonucu nitelik kaybettiği sonucuna ulaştığını raporunda açıklaması gerekir.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle 1980 yıllara ait hava fotoğrafı ve memleket haritası bulundukları yerlerden getirtilerek önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazın 31.12.1981 yılından önce bilim ve fen bakımından tam olarak orman niteliğini yitirip yitirmediği yukarıda yazılı koşullar dikkate alınarak belirlenmeli, oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarını reddi ile hükmün PLXXVIII nolu taşınmaza yönelik bölümünün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
2) 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle; davacı … Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün PLXXV nolu taşınmaza yönelik bölümünün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 31/03/2011 günü oybirliği ile karar verildi.