Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/16408 E. 2011/2846 K. 17.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/16408
KARAR NO : 2011/2846
KARAR TARİHİ : 17.03.2011

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … Köyü, 104 ada 712 parsel sayılı 984,91 m² yüzölçümündeki taşınmazr dava dışı 104 ada 583 nolu parsele uygulanan 1937 tarihli 115 nolu vergi kaydı miktar fazlası olarak tarla niteliğiyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar, zilyetlik iddiasıyla dava açmışlardır. Mahkemece; davacının davasının kabulüne ve dava konusu parselin tespitinin iptali ile aynı vasıf ve yüzölçümüyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz davasıdır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1991 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece, dayanılan vergi kaydı mera sınırlı olsa da çevrede mera olmadığı, şahıs parselleriyle çevrili bulunduğu, memleket haritasında bu alanın tarım alanı olarak görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, verilen karar dosyadaki bilgi ve belgelere uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; dava konusu taşınmaz dava dışı 104 ada 583 nolu parsele uygulanan 1937 tarihli 115 nolu vergi kaydı miktar fazlası olarak tarla niteliğiyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı, zilyetliğe dayanarak dava açmıştır. Dayanılan vergi kaydının güney sınırının mera okuduğu, vergi kaydı miktarı kadar yerin 583 parsel olarak davacı adına tespit edilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Uzman bilirkişiler tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın üzerinin yoğun olarak yabani otlar, dikensi bitkiler, meşe, akçakesme, defne ve karaçalı ile kaplı olduğu, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre 1970 yılından sonra kullanılmadığı, bu durumda çekişmeli taşınmazın eylemli orman sayılan yer olduğunun kabul edilmesi gerektiği gibi davacı yararına 3402 sayılı yasanın 14. maddesinde … kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının da oluşmadığı anlaşılmakla eylemli orman sayılan yerlerden olduğu belirlenen taşınmaza yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle … olduğu gibi hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 17.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.