Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/16407 E. 2011/2840 K. 17.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/16407
KARAR NO : 2011/2840
KARAR TARİHİ : 17.03.2011

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2009/12383-17740 sayılı 03.12.2009 günlü bozma kararında özetle: “İncelenen dosya kapsamına, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre mahkemenin değerlendirmesinin yerinde olmadığı, şöyle ki; hükme esas alınan raporlarda çekişmeli taşınmazın % 12 eğimli, keşif sırasındaki mahkeme gözlemine göre ise eğiminin % 10-15 arası olduğunun açıklandığı ve eski tarihli memleket haritasında yeşile … çalılık rumuzlu alanda görüldüğü, 6831 Sayılı Yasanın 1/j maddesi gereğince toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makiliklerin orman sayılan yerlerden olduğu, bilimsel olarak eğimin % 12 ve üzerinde olması halinde taşınmazın toprak muhafaza karakteri taşıyacağı ve orman sayılan yer olduğunun kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla orman sayılan yerlerden olduğu belirlenen taşınmaza yönelik davanın kabulüne karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı … yönetimi ile katılan Hazinenin davasının kabulüne ve dava konusu … Köyü 142 ada 36 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz davasıdır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 Sayılı Yasanın 3302 Sayılı Yasa ile değişik hükümlerine göre yapılan ve 24.01.2008 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, mahkemece davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 36. maddesine eklenen (a) fıkrası ile Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre; bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” hükmü gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 5., 6. ve 7. paragraflarının kaldırılarak, bunun yerine “6099 Sayılı Yasa ile 3402 Sayılı Yasanın 36. maddesine eklenen (a) fıkrası gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı ve katılan lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda … onama harcının temyiz edene yükletilmesine 17.03.2011 günü oybirliğiyle karar verildi.