Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/16241 E. 2011/795 K. 26.01.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/16241
KARAR NO : 2011/795
KARAR TARİHİ : 26.01.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACI – DAVALI : …
DAVALI – DAVACI : …,…
MÜDAHİL : …

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-davacı … Yönetimi ve müdahil … mirasçıları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Orman Yönetiminin 04.06.2007 tarihli dava dilekçesi ile … sayılı parsellerin 2002 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla Bandırma Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı tapu iptali tescil davası görevsizlik kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesine aktarılmış; …’un 2002 yılında yapılan orman kadastrosunda taşınmazların kısmen orman sınırı içine alınmalarının yanlış olduğu iddiasıyla 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesine göre 10 yıllık hakdüşürücü süre içinde tapuya dayalı olarak 16.05.2008 tarihinde Kadastro Mahkemesinde açtığı Orman kadastrosuna itiraz davası Asliye Hukuk Mahkemesine aktarılmış ve her iki dava birleştirilmiştir. …mirasçıları 11.11.2009 tarihli harçlandırılmış dilekçeleriyle 313 sayılı parselde paylarının bulunduğu iddiasıyla davaya katılmışlardır. Mahkemece, keşif ve uygulama yapılmadan, çekişmeli taşınmazların orman olmadığı konusunda kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğundan sözedilerek davacı …’un açtığı orman kadastrosuna itiraz davasının kabulüne, 5841 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle de yönetimin tapu iptali tescil davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalı-davacı … Yönetimi ve müdahil … mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kişi yönünden 10 yıllık sürede tapuya dayalı olarak açılan orman kadastrosuna itiraz, Orman Yönetimi açısından ise, kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 05.11.2002 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu ile 1970 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
Mahkemece, kesin hüküm bulunduğu nedeniyle davacı gerçek kişinin açtığı orman kadastrosuna itiraz davasının kabulüne, Orman Yönetiminin tapu iptal ve tescil davası yönünden ise, 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, 1970 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında Aralık 1309 tarih 19 ve 20 numaralı tapu kayıtları uygulanarak 312 sayılı 20.900 m2 yüzölçümlü taşınmazın koru niteliğiyle; 313 sayılı parsel de 104.550 m2 tarla niteliğiyle … ve arkadaşları adına tespit tutanağı düzenlenmiş, Bandırma Kadastro Mahkemesinin 1970/100-1972/30 (Bozma kararından sonra 1977/2-1992/49) sayılı dosyasında davacı …
-2-
2010/16241 – 2011/795

Yönetimi tarafından … ve arkadaşları ile Hazine aleyhine 312 ve 313 parsellerle dava dışı bir çok parsel hakkında orman iddiasıyla kadastro tespitine itiraz davası açılmış, mahkemece 766 Sayılı Yasanın 26. maddesinde belirtilen 30 gün içinde dava açılmamış olması nedeniyle 312 ve 313 sayılı parseller hakkındaki dava görev yönünden red edilmiştir. Bu nedenle, H.Y.U.Y.’nın 237. maddesi anlamında tarafları bağlayan kesin hükümlerden söz edilemeyeceği gibi, Orman Yönetimi kadastro tespitinden sonraki nedene dayandığından, somut olayda on yıllık hakdüşürücü süreden söz edilemez. Bu nedenlerle, işin esasına girilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Ayrıca, … mirasçıları 11.11.2009 tarihli harçlandırılmış dilekçeleriyle 313 sayılı parselde paylarının olduğu iddiasıyla davaya katıldıkları halde, davaları hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi ve karar başlığında gösterilmemeleri de doğru değildir.
Bu nedenlerle; öncelikle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu …, 2002 yılında yapılan orman kadastrosuna ait harita ve tutanaklar ile eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ve 1970 yılında yapılan genel arazi kadastro paftası ilgili yerlerden istenip dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra, bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla taşınmaz başında keşif yapılarak, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli,
Ayrıca, 6831 Sayılı Orman Yasasının 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların Yasada açıkça “her çeşit taşınmaz mallar”dan söz edildiğinden bu kavramın içine, önceki yıllarda arazi kadastrosu yapılmış ya da yapılmamış tüm taşınmazların girdiğinin ve orman kadastro komisyonlarının hiç bir ayrım yapmadan bütün taşınmazların orman olup olmadığını belirleme yetkisinin bulunduğunun kabulü gerekir. Ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılan orman kadastro haritası ve 1970 yılında yapılan genel arazi kadastro paftası bilirkişiler aracılıyla yöntemince ayrı ayrı yerine uygulanmalı, orman kadastro haritası ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de orman kadastro haritası ölçeğine çevrilip birbiri üzerine
-3-
2010/16241 – 2011/795

çakıştırılarak aplike edilmeli, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte gösterir şekilde orman kadastro hattı ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli, böylesine yapılacak bir uygulama sonunda taşınmazların orman kadastro sınırları içinde kalan bölümleri belirlenmeli, davaya konu bölümlerin orman kadastro sınırları içinde kalan yerler olduğu gözetilerek bu bölümlere ilişkin yukarıda değinilen memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planındaki taşınmazların nitelikleri belirlenmeli, Orman Yönetimi kadastrodan sonraki nedene dayanarak tapu iptali ve tescil istediğinden, 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanamayacağı gözönünde bulundurulmalı, katılanlar yönünden de olumlu veya olumsuz bir karar verilmelidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükme yöneltilen tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 26/01/2011 günü oybirliği ile karar verildi.